“Araplaşıyoruz”dan “Talibanlaşacağız”a.. “Korku”nun Gücü..
“Araplaşıyoruz”dan “Talibanlaşacağız”a.. “Korku”nun Gücü.. “Korku” hayatın pek çok alanında yaşamı sürdürmek için gerekli bir dürtü olarak ortaya çıkmıştır. Adeta hayatta kalma dürtüsünü besler korku. Korkunun bu besleyiciliğini sosyologlar, psikologlar fark eder de siyaset fark etmez mi? Mümkün mü bu? Tabi ki değil. Siyaset “korku”nun insan hayatını nasıl yönlendirdiğini fark ettiğinde, bunu en anlamlı biçimde kullanmaya karar verdi. İktidarlarını güçlendirmek için hegemonya aracı olarak kullanması gibi. Zamanla siyasetin güç unsuru haline gelen bu evrensel duygunun etkisini hiçbir zaman azaltmak istemediler. Azalmaya yüz tuttuğunda yapay korkular ürettiler ve bu yapay korkuya odaklı senaryolar yazdılar. Soğuk savaş döneminde ABD’nin öncelikle kendi halkını, ardından dünya halklarını kendisine muhtaç, ihtiyaç sahibi köle görünümlü halk oluşturmak için en acımasız senaryolarla kaleme aldıkları “komünizm” korkusunu,...