Kayıtlar

Ocak 24, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

“Çok Serbest Piyasa” Garabeti..

 “Çok Serbest Piyasa” Garabeti.. Son bir yıldır piyasa fazlasıyla serbest. Hatta o kadar serbest ki gece hesap defterlerini karıştıran satıcılar elde ettiği kârı yeterli  bulmayınca sabah ilk iş olarak etiketleri değiştirmek için  harekete geçiyorlar. Bizim kültürümüzde satıcılar   “bismallah”la güne başlıyordu eskiden;şimdi bir çoğu zamla güne başlamayı dua kabul ediyorlar. Gelişmekte olan ülkelerde “serbest piyasa” gereğinden fazla serbest olduğunda   tüketicilerin nefes tüketmekten başka tüketecekleri bir şey kalmaz; kalmıyor zaten. Serbest piyasanın temel hareket noktası “laissez-faire” felsefesi işte tam da bu noktada hükümetlerin elini ayağını bağlıyor.  Bu felsefe esasında ilk kez mülkiyet haklarını koruma amaçlı ortaya atılmış, sonraları tüm ekonomik yaşamı kapsamış.  Felsefenin temelde ana fikri, “özel taraflar arasındaki alım satım işlemlerinin müdahaleci hükûmet kısıtlamaları, tarifeler ve sübvansiyonlardan arındırılması”dır. Bu fels...

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Temeli Üstünde İnşa Edildi.. -Bölüm 2-

 Ne örümcek, ne yosun Ne mucize, ne füsun Kâbe ‘Arab’ın olsun Bize Çankaya yeter                     Kemalettin Kamu Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Temeli Üstünde İnşa Edildi.. -Bölüm 2- İyi Okumalar İslamiyet,Türklerin , Göktanrı inanışı döneminden beri sürdürdükleri geleneklerini ,göreneklerini ve örflerini terk etmelerine neden olan bir yasaklar manzumesi olmadı. Aksine sözü edilen unsurların günümüze kadar sürdürülebilirliğini sağladı. Türk tarihi üzerinde ufak bir araştırma yapıldığında, Göktanrı inanışını terk edip İslamiyet dışı dinleri kabul eden Türk topluluklarının öz benliklerini nasıl yitirdikleri görülecektir.  Örnek olarak Orta Asya’dan Orta Avrupa’ya göç eden Hun Türkleri,yahut göç etmediği halde Maniheizm’i kabul eden Uygur Türkleri, veyahut Yahudiliği benimseyen Hazar Türkleri ve daha niceleri gösterilebilir. Bunların öz benliklerini kaybettikleri düşünüldüğünde, Tekin Alp gibilerinin söylemlerinin aksine İslamiye...

Değer Yoksunu Barbar Siyaset…

  Değer Yoksunu Barbar Siyaset… Yok yok! Düşündüğünüz gibi özelde doğudan birini ya da bir kuruluşu hedef alacak bir yazı yazmayacağım; ne konumum buna müsait ne de ilkelerim.. Bu nedenle hayal kırıklığına uğramanızı istemem başlıktaki beklentinizle.. Zaten “Barbar” kelimesi de sadece hakaret amaçlı kullanılan bir kelime değildir. Genelde Türklerle özdeşleştirilmiştir ama esasında Romalıların, kendilerine saldıran kavimler için kullandıkları ve “saldırgan”, bazen de “vahşi” anlamına gelen bir sözcüktür. Hayatınızın her alanında “barbarlar”la karşılaşabilirsiniz. Değerlerinize hiçbir sınır gözetmeden saldıran herkes, sizin için barbar olabilir.Bu hepimiz için geçelidir. Ancak barbarlığın dahi bir sınırının olduğunu söylesem çok garip olmaz sanırım. Barbarlıkta sınır tanımayanların ağızlarından çıkanların iğrençliğini, bu iğrençliğin yüzlerine vurumuna bakarak fark edebilirsiniz! Romalıların ihtişamlı olduğu dönemde bile   barbarların saldırıları çoğu zaman   ölçülü...