Kayıtlar

Haziran 27, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

-Ayan Olmak Devlet Adamı Olmak Değildir. Devlet Tecrüben Yoksa Alemdar Gibi, İster Âyan Ol İster Sadrazam Alırlar Canını Her An.- Alemdar Mustafa Paşa ----Bölüm 1---

Resim
  -Ayan Olmak Devlet Adamı Olmak Değildir. Devlet Tecrüben Yoksa Alemdar Gibi, İster Âyan Ol İster Sadrazam Alırlar Canını Her An.- ----Bölüm 1---- İyi Okumalar----- Saraya vardığında iş işten geçmişti. III.Selim’in öldürülmesine mani olamadığı için ateş püskürüyordu etrafına. Biran aklına şehzade Mahmut geldi. Adamlarına derhal onu bulmalarını emretti. Adamları zor bela Şehzade Mahmut ve annesini son anda öldürülmekten kurtararak Alemdar Paşa’nın yanına getirdiler. Boğuşma izlerini görünce Şehzadenin yüzünde, buna sebep olanların derhal öldürülmesi emrini verdi Alemdar Paşa. Şehzade Mahmut’a zorbaların tahta çıkardığı IV.Mustafa’yı tahttan indirerek biat etti ve biat edilmesi emrini verdi. Artık Şehzade Mahmut ,II.Mahmut olarak tahta çıkmış oldu. Alemdar Paşa da Vezir-i azam olarak atandı. Ancak bu mevki İstanbul’u ve devlet işleyişini çok iyi bilmeyen Alemdar için sonun başlangıcı olacaktı. Paşa,sadrazam mührünü alır almaz Yeniçerilerin pek de hoşuna gitmeyen icraatlara imza ...

---Ortalık yüzlerce ceset parçasıyla doldu taştı. Bu manzarayı kendileri için utanç sayan zorbalar derhal tedbir alıp kimseyi yaklaştırmadı molozların yanına--- Alemdar Paşa ----Bölüm2 ---

Resim
  ---Ortalık yüzlerce ceset parçasıyla doldu taştı. Bu manzarayı kendileri için utanç sayan zorbalar derhal tedbir alıp kimseyi yaklaştırmadı molozların yanına--- Alemdar Paşa ----Bölüm2 ---- İyi Okumalar----- Bu arada Yeniçerilerin sayısı hızla arıyordu. Bab-ı Ali’nin etrafı insan deryası olmuştu. Yeniçeriler Bundan başka diğer devlet adamları da sindirmeye başladı. Örneğin Reis-ül Küttap Galip Efendi’nin konağını basıp görevli Sekbanları istediler ve aldılar da. Yine Sadaret Kethüdası Mustafa Refik Efendi’nin konağını basıp Sekbanların kendilerine teslimi edilmesini istediler. Ancak Refik Efendi kabul etmeyince vuruşmaya başladılar. Başa çıkamayınca kışladan top getirip patlattılar. Bundan sonra zaten oradakiler de teslim oldu. Refik Efendi’yi tüm yalvarışlarına rağmen parçaladılar. Bir başka zorbalıkları da Defterdar Tahsin Efendi’yi döve döve öldürmeleri oldu. Kaptan’ı derya Ramiz Paşa emrindeki kuvvetleri iyi değerlendiremedi. Oturduğu yerden bazı klasik tedbirlere başvurdu....

Bursa Olayı'nı duyanız varmıydı Cumhuriyet Tarihimizde?------------------------------------- Bursa Olayı

Resim
Bursa Olayı'nı duyanız varmıydı Cumhuriyet Tarihimizde? ..... Bursa Olayı.. ___İyi okumalar___ Tarihler 1 Şubat 1933'ü gösteriyordu. Atatürk Türk dilinin yuceltilmesinde ısrarcıdır. Meselenin din değil dil olduğunu söyleyecektir zaten demecinde. Peki nedir bu tarihin önemi. Günlerden Cumadır. Cuma namazı için beklemektedir cemaat. Ancak bir sorun vardır. Ezan okumaya gelmez imam. Tabi bunun yerine cemaatten Topal Halil,çıkar okur. Burada sorun ne? der gibisiniz. Sorun Topal Hali'in ezanı aslına uygun okumasıdır, yani Arapça. Ezan biter bitmez minare dibinde bekleyen sivil polisler alırlar hemen bizim Topal'ı. Yaka paça götürürler karakola. Daha doğrusu götürmeye çalışırlar. Cemaat olayı prostesto eder ve ederken de " her yerde Arapça okunan ezan neden Bursa'da Türkçe okunuyor " diye de söylenirler. Mırıldanmalar yükseklerden duyulur. Ancak önemsenmez. Valiliğe giden protestocular bulamayınca Vali Bey'i makamında otururlar...

---...Kanuni döneminin sonundan itibaren “beşik ulemalığı” ile yetişenlerin, sonrasında astronomiyle uğraşanlara "gökte Allah'ın işine karışmayın" demeleri sonun başlagıcıydı Osmanlı toplumunda...

Resim
  ---...Kanuni döneminin sonundan itibaren “beşik ulemalığı” ile yetişenlerin, sonrasında astronomiyle uğraşanlara "gökte Allah'ın işine karışmayın" demeleri sonun başlagıcıydı Osmanlı toplumunda...--- ----İyi Okumalar--- Osmanlı ordusu Avrupa'da nam salmış Yeniçerileriyle önüne geleni mağlup eder "önce devlet sonra ocak" diyerek de ölmekten , bir şeyleri kaybetmekten hiç çekinmezlerdi. Özellikle Köse Mihal 'in öncülük ettiği Akıncılar günümüz Bordo Berelilerin ta kendisiydi. Kılıç kullanmada mahir ,tokatlari ölümcüldü. Ancak bütün bunlar bir dönemde kaldı 16.yüzyılın sonlarına gelindiğinde. Avrupa uyanmıştı. Çözmüştü Osmanlı ordusunun çevikliğini ve 'Osmanlı Şövalyeleri' dedikleri Yeniçerileri. 'Güçleri kılıçlarında, bileklerinde. Bükemediğimiz bileği bükecek başka bilekler başka çareler gerek' diyerek koyuldular işe. Tüm askerlerine uzun bir dönem Yeniçerilerin de kullandığı tüfek talimi yaptırdılar. Uzun bir dönem dedim evet. G...

--Tarihin uydurulmuşlarından------------------Bizans Imparatorluğu

Resim
  --Tarihin uydurulmuşlarından..Bizans Imparatorluğu-- -'İyi okumalar-' Müfredatı anlatıp da bir yandan kendi çapımızda araştırma yapanlarımız anlattığımız bir takım bilgilerin,ya gerçek dışı ya da kendi tarihimizle,kültürel dinamiklerimizle uyuşmayan yönlerini görüyordur,biliyordur. Bundan kastım yakın Cumhuriyet tarihimizin bize aktarılanları değil. Biz daha Avrupa tarihinin bize aktarılan yönlerini bile sorgulamıyoruz. Daha,referans aldığımız tarihcilerimizin defalarca uyarısına anlatımına karşın bazı kavramları büyük pontlarla ders kitaplarımızda yazmayı, onları yazdırmayı bırakmıyoruz. Oysa bu kavramlar kullanılacaksa yahut Avrupa hayranlığı uyandıran bazı bilgiler verilecekse parentez açıp kendi medeniyetinizin konuyla ilgili çalışmalarına da yer verilmesi gerekmez mi? En azından bir kıyaslama hakkı verilmesi gerekmez mi? "Ögretmen isterse anlatır,kısıtlama yok" savunması basit bir savunmadan ibaret olur. Çünkü resmi tarih söyleminde görürse etkili olu...

-Bereketli Hilal-

Resim
  -Bereketli Hilal- Hep milattan sonra yazdık yazılarımızı. Biraz da ilk çağlara gidelim mi? Göçebeliğin ne olduğunu biliyoruz değil mi? " yer değiştiren yerleşik olmayan " anlamında dır göçebelik. Bulundukları coğrafya 'nın elverişsiz koşullara yöneldiğini gördüklerinde toplarlardı kurdukları çadırları. İklimin daha elverişli olduğu suyun doğanın sessizliğini bozduğu yerlere doğru başlardı yolculukları. Zamanla öyle bir yer keşfettiler ki önceki yaşamlarında harcadıkları zamanın ne de boş olduğunu düşünecek kadar hayran kaldılar. " Bereketli Hilal" e getirmişti içlerindeki ses onları. Hilal dediler yüzyıllar geçtikten sonra buralara. Verimli, yeşilliklerin boy boy kendini gösterdiği ırmakların yorulmaksızın çalıştığı bölgeydi. Bereketliydi. Hilal şeklinde bir kıvrımı vardı yaşanan bölgenin yerleşkesinde. Buray Mezopotamya da dendi daha sonra.Fırat ve Dicle nehirleriyle çevrelenmişti ve iki nehir arası demekti. Peki bu kavram neden yakıştırılmıştı bu...