Kayıtlar

“Yazık senin nam-ü şanına.”--------------Salankamen

Resim
  “Yazık senin nam-ü şanına.” -Salankamen- İyi Okumalar… Bir düşman askerine 40 bin zayiat verip de savaş sonunda mağlup olmak kadar kötü bir netice yoktur sanırım padişahlar için. Hangi savaştan mı söz ediyorum. Salankamen Savaşı. Duyanımız vardır muhakkak. Avusturya ile yapılan bir muharebe. Sultan II.Ahmed 49 yaşında tahta çıktı. Tarihler 1691’i gösteriyordu. Birçoğumuzun da bildiği gibi Kutsal İttifak Savaşları tüm şiddetiyle devam etmekteydi. Sulan Ahmet kendinden öncekiler gibi olmayacağını söylemişti. Yani devlet işleriyle bizzat alakadar olacağını. Terkedilen Divan toplantılarına ağırlık verdi ve haftada dört güne çıkardı toplantı vakitlerini. Merzifonlu tarihe geçmek istemişti bundan 8 yıl önce. Ve öyle de oldu. Tarihe büyük bir yenilgi ve “İbret taşı”ın altına gömülü kellesi ile geçti. Bu II.Viyana bozgunu faciasının kara bulutları halen Osmanlı askerinin üstünde dolaşırken bir de Kutsal İttifakla savaşmaya başlamışları. Bu savaşların cephelerinden biri de Salankamen’de ...

...Tarihin Entrikalariyla Dolu Birkaç Durağına Uğrayalım. ..

Resim
  ...Tarihin Entrikalariyla Dolu Birkaç Durağına Uğrayalım. .. -İyi Okumalar - Bazı Osmanlı padişahlarının nizam-ı alem uğruna kardeş vaya evlat katili olması çok konuşulur. Maharetmiş gibi seçmece hatta kesmece karpuz alır gibi tarihin yaşanmışlıklarından işine geleni alan Redd-i mirasçılar bu konuyu yiğide vurma hatta öldürme aracı olarak kullanmaktan büyük haz duyarlar. Tarih biliminde basit bir kural vardır.; her tarihi olay o günün şartlarında değerlendirilir.10 yıl önce yaptıkları hataları 10 yıl sonra gözardı edenler "10 yıl öncesinin hatasıydı" demek gibi doğal bir savunmaya geçerler. Bu oldukça makûl bir savunma olur. Ancak aynı anlayışı tarihi bir olayın analizinde asla yapmazlar. Kardeş, evlat veya baba katlinin (Padişahlardan bahsediyorum) tasvip edilecek bir yanı yok ancak tarihte bu tür olayların baş rol oyuncuları bunlardan ibaret değil. Tarihle iç içe olanlar bilirler ki; tarihe yön verenler arasında ne manyaklar, ne piskopatlar var. Şimdi cesareti...

"...Fakat ruhu ve kullanış tarzı bilinmeyen bir hürriyetin taşkın mevcudiyeti de yokluğu kadar tehlikelidir." Abdulhamid-i Sâni

Resim
"...Fakat ruhu ve kullanış tarzı bilinmeyen bir hürriyetin taşkın mevcudiyeti de yokluğu kadar tehlikelidir..." Abdulhamid-i Sâni -İyi Okumalar- Tarihler 1877'yi gösterdiğinde meclis karar verdiği Rus harbinin ve savaşın yenilgisini ve yapılacak anlaşmanın koşullarını görüşmek üzere toplanıyordu. Mecliste hararetli bir tartışma alıp başını gidiyordu. Bazıları savaşa devam edelim derken bazıları da mukavemetin faydasız olduğunu ve padişahın hayati tehlikesini öne sürüp Anadolu'ya gitmeyi savunuyordu. Tartışma sürerken Abdulhamit 'le Istanbul mebusu Ahmet efendi arasında bir gerginlik yaşandı. Şöyle ki: Ahmet efendi doz alarak bu konuşmalar için geç kalındı diyor ve padişahı daha önce bu tür bir toplantı yapmadığı için sitemle dolu sözlerle eleştiriyordu. Abdulhamit konuşmaya devam eden Ahmet efendinin sözünü kesiyor "size Sait Paşa cevap versin" dedikten sonra şöyle devam ediyordu: " Ben memleket ve milletin hukukunu ziyan etmedim. Beni...

" Yardım almaya alışan emir almaya da alışır” -Zalimliği(!) İmparatorluğun dağılmasını önledi. (Sultan IV.Murat)

Resim
  -Zalimliği(!) İmparatorluğun dağılmasını önledi- " Yardım almaya alışan emir almaya da alışır” (Sultan IV.Murat) ---İyi Okumalar--- Hâfıza Bağdat’a imdat etmeye er yok mudur? Bizden istimdat edersin sende asker yok mudur? Henüz çocuk yaştaydı Murat. İran seferine çıkan sadrazamının Bağdat’ı muhasara edip te alamadığında Sultan Murat’tan yardım istiyor ve Sultan Murat O çocuk aklıyla kendisinden yardım isteyen sadrazamı azarlıyor manzum üslupla. Hâfıza Bağdat’a imdat etmeye er yok mudur? Bizden istimdat edersin sende asker yok mudur? “İki diyarın “ ve “iki denizin hükümdarları" Osmanlı padişahları hiçbir vakit bu denli bir çöküş döneminde başa gelmemişti. Bu IV.Murat’ın kaderiydi. Kader onu bu denli kötü bir dönemde hem de çocukken tahta geçirmiş ve adeta “görelim bakalım ne yapabileceksin” demişti. Bu dönem, Avrupa milletlerine Coğrafi Keşifler tüm zenginliğiyle ikramlarda bulunurken Osmanlı milletine de aynı oranda sefaletiyle s...

Vakay-i Hayriyye -Bölüm 2------------ "Korkmayın.Bir defa korkan her defa ölür. Ben bir defa ölmek isterim." Sultan Mahmut

Resim
  "Korkmayın.Bir defa korkan her defa ölür. Ben bir defa ölmek isterim." Sultan Mahmut Vakay-i Hayriyye Bölüm 2 Divan toplandığında yeniçeriler " son yeniçeri isyanı " için Et Meydanı'nda büyük bir kalabalık oluşturdular. Söylemleri aynıydı "Eşkinci askeri tesis eden, yeni usül üzere talim edilmesini emredenleri parçalayacağız " diyorlardı. Her isyanlarında gelenek haline getirdikleri ölüm listesini padişaha yolladılar.( Öyle ya bu olmazsa eksik kalır) Kürt Yusuf, Kethüda Mustafa hazırlamıştı listeyi bizzat. Divanda yapılan toplantıda ocağın kaldırılmasına direnenlerin de katledilmesine karar verildi. Padişah bizzat kılıç kuşanmak istediğini söyleyince yanındakiler " Devletlû, Yeniçerilerin suikast yapması muhtemel , bundan sakının " dediğinde Sultan: "Korkmayın.Bir defa korkan her defa ölür. Ben bir defa ölmek isterim." Diye tarihe geçecek bir sözle karşılık verecekti. Padişahın kendi canından yana bir tereddütü yoktu lakin y...