Kayıtlar

Modern Feodalizmin öncüleri;oligarklar

  Modern Feodalizmin öncüleri;oligarklar 21.Yüzyılın insanı   tarihin en “medeni”döneminde yaşmakla övünebilir ama bunun doğru olmadığına kendini ikna etmesi epey zor olsa gerek. Bilinçsizc kendini kandıran   bu medeni dönemin insanının hali T ilki ile Üzümler adlı fabl daki tilkinin haline çok benzer: Bu fablda,  kurnazlığıyla bilinen tilki olgun ve sulu bir üzümün olduğu dala yetişmek defalarca sıçrar. Ancak ne kadar denerse denesin  başarılı olamayan tilki hayal kırıklığına uğrar ve en sonunda kendisini aslında üzüm yemek istemediğine, zaten üzümlerin de yeterince güzel görünmediğine inandırır. 21.Yüzyılın kapitalizmine esir düşen devletler bu   tilki gibi dünyanın geri kalan yoksullarını görmezlikten gelmek için kendi kamuoylarına   yalanlar söyleyerek vicdanlarını sustursalar da, dünyayı felakete götüren bir avuç azgın azınlığın kendi yaptıklarına duydukları vicdani öfkeyi bu tilki gibi bastırsalar da er ya da geç kendileri olmasa da ge...

Amerika’nın sinsiliği..

  Amerika’nın sinsiliği.. Vakti zamanında Amerika’nın Suriye’nin Kuzeyindeki varlığının sebebi doğrudan Türkiye’yle bağdaştırıldığında “hayal ürünü, komplo teorisinden öte gitmeyen düşünceler” şeklinde eleştiriliyordu. Hatta eleştiriyle kalmayıp Meclis çatısı altında Devletin Kuzey Suriye’de var olma çabasını sekteye uğratacak bir takım kararlar almaya bile çalışılıyordu;tezekerelere hayır oyu kullanmaları gibi.. Özellikle 2002 sonrası yaşanan Amerikan ilişkilerinde zaten Türkiye-Amerika stratejik ortalığı tamamen rafa kalkmışi,Ortaklık sadece basına verilen göstermelik demeçlerden öteye gitmemişti. 1 Mart Tezkeresi ve ardından yaşanan Süleymaniye hadisesi, Türkiye ‟ye yönelik silah ambargoları, Halkbank gerilimi, vize gerilimi, Rahip Brunson olayı, Suriye Meselesi ve Türkiye ‟nin S-400 alımına yönelmesi gibi bir dizi olaylar “bitmiş bir ortaklığın” en bariz delilleriydi. Gelinen noktada “stratejik ortaklık” denilen içi boş kavramın önemini n zaman içinde daha da azaldığını...

Kremlin ile Tel Aviv “düellosundaki ”farklı hesaplar

  Kremlin ile Tel Aviv “düellosundaki ”farklı hesaplar.. Rusya-İsrail ilişkileri 7 Ekim’e kadar giderek artan   dostlukla sürüyordu. Öyle ki Ru Rusya’sya Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal ettiğinde İsrail, Batı tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımlara katılmamıştı. Dahası İsrail Başbakanı ile Rusya lideri devamlı surette bibilerine iltifat etmekten çekinmiyorlardı. Ancak 7 Ekim tarihi bir anda tüm siyasi ve duygusal ilişkileri tersine çevirdi ve Putin İsrail’i Gazze işgali nedeniyle eleştiren az sayıdaki liderlerden biri oldu. Ve 7 Ekim Hamas saldırılarını güçlü bir şekilde kınamaktan kaçındı. Daha da ileriye giden Putin İsrail'i, Nazi Almanya’sının II. Dünya Savaşı sırasında şimdiki St. Petersburg'u acımasızca kuşatmasına benzer taktikler düşünmekle suçladı. Putin’in bir anda İsrail’e karşı tavır alması ülkesinin ileriye dönük menfaatlerini anlık duygusal ya da anlık çıkarlarına tercih etmesi olarak yorumlanabilir. Yani daha uç bir yorumla;Putin’in bu noktada Türk...

Biden barbarlıkta Roosevelt ve Truman’ın barbarlığını katladı..

Biden barbarlıkta  Roosevelt ve Truman’ın barbarlığını katladı.. Tarihler 1941’in 7 Aralık’ını gösterdiğinde Japonlar Pearl Harbor'ı bombalamış ve Amerika’yı fena halde kızdırmıştı. Bombardımandan önce savaşın gidişatıyla ilgili çözüm arayışları vardı ve belli bir noktaya gelinmişti. Ancak bombardıman mevcut çözüm arayışlarını rafa kaldıracaktı.   Amerika   Başkanı Franklin D. Roosevelt, İngiltere Başbakanı Winston Churchill ile Kazabalanka’da bir araya gelmiş Mihver Devletlerinin koşulsuz teslimini talep eden bir açıklama yapmışlardı.     Bu,herkesi hatta başkanlarının danışmanlarını dahi şaşkına çevirmişti. Zir herkes savaş için bir çözüm bulunması ve bu çözümün diplomatik müzakerelerle yapılacağı umuduyla konferansı takip ediyordu. Roosevelt’e savaşın diplomatik müzakerelerle sonlandırılması gerektiği, savaşın kısa sürede bu şekilde neticelendirileceğinin mümkün olacağı fikri iletildiğinde Roosevelt: “Hayır. Düşmanlarımız silahlarını bırakmalı, sonrası...

İsrail'in Sergilediği Vahşetin Motivasyonu Nerden Geliyor?

  ..Ama şimdi anlıyoruz ki;Siyonistler, Nazilerin ön gördüğü kadar tehlikeli ve vahşi yaratıklarmış. Yahudiler için kutsal kitaplardan biri olan Yeşaya Kitabı’nda “Kutsal dağımın hiçbir yerinde kötü ya da aşağılık hiçbir şey yapılmayacak; çünkü suyun denizi doldurması gibi, ülke de Rab bilgisiyle dolu olacak"  şeklinde bir çok cümle bulursunuz.   Bu barbarlık döneminde barbarlığa ilham veren İsrailli köşe yazarlarının bu dönemlerde kutsal kitapta yer alan bu cümlelere sık sık atıfta bulunmaları şu anlama geliyor:   Vaad edilmiş toprakların Filistin kısmını “aşağlık”lardan temizledikten sonra “Rabb”ın isteği yerine getirilmiş olacak. Barbarlarların barbarlık motivasyonunu arttıran bu kutsal kitap “ayetleri”   her fırsatta İsrail medyasında işleniyor ve   hayal mahsülü,ıspata muhtaç ama ispatlanamayan sözde bulgularla da bu motivasyon alabildiğince yüksek tutulmaya çalışılıyor. Mesela İsrailli köşe yazarlarından Dror Eydar 7 Ekimi takip eden günlerd...

Piyasaya Zam Asgari Ücrete Zam;Asgari Ücrete Zam Piyasaya Zam..

  Piyasaya Zam Asgari Ücrete Zam;Asgari Ücrete Zam Piyasaya Zam.. Yakın tarihte Türkiye ve dünya bir çok ekonomik krizle karşılaşmış ve karşılaşılan ekonomik krizlerin etkileri maalesef uzun süreli olmuştur. Ortaya çıkış nedenleri farklı olsa da sonuçları benzer olan ekonomik krizlerden çıkışa yönelik çabalar da çağın koşullarına göre farklılık göstermiştir. Örneğin dünyanın ilk ciddi ekonomik krizi olan 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nda Türkiye ekonomik faaliyetleri devlet olarak kontrol altına almaya çalışmış ve “piyasaya müdahaleci” bir ekonomi politikası gütmüştür. Buna benzer bir çok ekonomik kriz dünya halklarını test etmiştir;Meksika krizi,Brezilya krizi, 1997 Güneydoğu Asya krizi, Arjantin krizi, 1994 Türkiye krizi,2000-2001 krizleri vs. Beklenmeyen, öngörülmeyen gelişmelerin makro düzeyde devletin ekonomik politikasını, mikro düzeyde firmaların işleyişini olumsuz yönde etkileyen olumsuz sonuçlarına kriz dendiğini hepimiz biliriz ama değerlendirmelerimizde o “beklenme...

“Amerika’nın egemen sınıfının sevdiği savaş suçlusu Henry Kissinger”

  “ Amerika’nın egemen sınıfının sevdiği savaş suçlusu Henry Kissinger” Karanlıklarda uyumasını temenni ettiğim kişi ABD Eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ’dan başkası değil merak etmeyin.. Kalın özlükleriyle gazetelerin birinci sayfasından düşmeyen Kissinger ’ın ölümü kendi ülkesinde üzüntüyle karşılanmış olabilir ama kendi “haydut devlet”i onun ölümüne yas tutadursun onun mazlum milletlerce   zulümlere, soykırımlara ve katliamlara dolaylı dolaysız katkı sağlayan biri olarak hatırlanacağı kesin. Bu savaş suçlusu adamın Dünya’nın şuan ki çekilmezliğine olan katkısını tarihi okuyanlar az çok bilirler. Zaten “Irak kasabı” Eski Başkan George W. Bush ’un, bu şahsın ölümünden sonra “Amerika dış ilişkilerdeki en güvenilir seslerden birini kaybetti" şeklinde üzüntülerini sunmasının ve yas tutmasının sebebi de mazlum kanlarıyla doldurdukları kadehlerini tokuşturmalarından dolayıdır. İşin tuhafı Çin’in ve halkının bu şahsın ölümünden sonra üzüntülerini paylaşıp yas tutmas...