İsrail'in Sergilediği Vahşetin Motivasyonu Nerden Geliyor?
..Ama şimdi anlıyoruz
ki;Siyonistler, Nazilerin ön gördüğü kadar tehlikeli ve vahşi yaratıklarmış.
Yahudiler için kutsal kitaplardan biri olan Yeşaya Kitabı’nda
“Kutsal dağımın hiçbir yerinde kötü ya da aşağılık hiçbir şey yapılmayacak;
çünkü suyun denizi doldurması gibi, ülke de Rab bilgisiyle dolu
olacak" şeklinde bir çok cümle bulursunuz.
Bu barbarlık döneminde
barbarlığa ilham veren İsrailli köşe yazarlarının bu dönemlerde kutsal kitapta
yer alan bu cümlelere sık sık atıfta bulunmaları şu anlama geliyor: Vaad edilmiş toprakların Filistin kısmını “aşağlık”lardan
temizledikten sonra “Rabb”ın isteği yerine getirilmiş olacak.
Barbarlarların barbarlık motivasyonunu arttıran bu kutsal
kitap “ayetleri” her fırsatta İsrail
medyasında işleniyor ve hayal
mahsülü,ıspata muhtaç ama ispatlanamayan sözde bulgularla da bu motivasyon alabildiğince
yüksek tutulmaya çalışılıyor.
Mesela İsrailli köşe yazarlarından Dror Eydar 7 Ekimi takip
eden günlerde yazdığı bir yazıda “Hamile
bir kadının karnını delip, taşıdığı bebeğin kafasını kesenlerin bu dünyadan
temizlenmesi gerekir. Az önce öldürdüğü Yahudi bir kadından çaldığı
telefonla Gazze'de annesini arayıp "Az önce 10 Yahudi öldürdüm" diye
övünen bir yaratık yetiştiren bir toplum ve ardından da ona hayır dua eden bir
anne yetiştiren bir toplum…” şeklinde ifadelerde ve iddialarda bulunup bu
iddialar üzerinden kendi askerlerinin yaptığı vahşeti meşrulaştırma yoluna
gidiyor.
Buna benzer hayali argümanlarla Siyonist nüfusunun her bir
bireyini kana susamış vampire dönüştürmeyi
başaran “Dror” gibi hayalperest ruhlar 21.yüzyılda dahi kendi halkını
etkilemeyi başarıyorsa dünya tarihinde yaşanan ya da yaşanmış kabul edilen
ilkelliklerin âlâsı bu dönemde yaşanıyor demektir.
1200’lü yıllarda İngiltere'de Walter Map adındaki bir rahip bir
vampirin bütün bir köy ahalisinin kanlarını emmek suretiyle öldürdüğünü iddia
etmiş ve kendi “”müridlerini” vampir avı adı altında kendi düşüncelerine
katılmayanları avlamaya ikna etmiş ve ortalık cesetlerden geçilmemişti.
Vampir kültürünün ilk
kez bu rahip tarafından oluşturulduğunu ve bunu ideolojisiyle çelişenleri avlamakta
kullandığını biliyoruz. İşte Dror gibi kişiliksizler kendi ideolojilerini yüceltmek
ve ideolojileriyle çelişenleri ortadan kaldırmak için bu rahibin metodunu 13.yüzyılın
ilkel bakış açılarına sahip Siyon halkına kullanmakta oldukça ustalaşmışlar.
Bir başka İsrailli köşe yazarı da yine Yeşaya Kitabı’nda
benzer cümlelera atıfta bulunarak “Hamas'ın ortadan kaldırılması, dünyadan
kötülüğün ortadan kaldırılmasıdır. Nasıl ki insanlığın Nazi Almanyasını
yok etmek, IŞİD'i yok etmek gibi ahlaki bir görevi varsa bu da ahlaki bir
görevdir. Hamas'ın Gazze'deki yerlerini orada yaşayan
onbinlerce yeni Naziyle birlikte yok etmeliyiz. Çünkü bu yeni Tora dünyaya
Zion'dan yayılacaktır.” Şeklinde ilkel Siyon halkına vahşiliği empoze etmekten
geri durmuyor.
Siyonist liderlerin
ve halklarının vahşet seviciliklerindeki bir başka motivasyon kaynağı da Haham
Abraham Isaac HaKohen Kook’un eserleridir.
Kook, Birinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı " Orot –
Savaşın Işıkları" adlı makalesini şöyle yazmıştı: "Dünyada büyük
bir savaş olduğunda, Mesih'in gücü uyanır. Zalimlerin budama zamanı, Kötüler
dünyadan siliniyor ve dünya mis gibi bir kokuyla doluyor.Ülkemizde kumruların
şarkısı duyuluyor…Ve sonrasında savaşın durmasıyla birlikte dünya yeni bir
ruhla tazeleniyor ve yeni bir ruhun ayak sesleri duyuluyor. Mesih daha da
belirginleşiyor."
Mesih’in belirginleşmesini Balfour Deklarasyonu’nda
kendilerine devlet kurulması olarak algılayan ilkel kafa Mesih’in kendilerine bir devlet yarattığı algısını
dibine kadar maneviyatla süsleyerek dile getiriyordu. Bu “maneviyat” onlara o
kadar güç devşiriyordu ki bu, onlara “eğerler ve amalar olmadan, bize zarar
vermek isteyenlerin öfkelerinin sebeplerini bulmaya çalışmadan herkesi öldürün!”
şeklinde aşağılık sözleri söyletebiliyordu.
Oysa kendileri dışında herkes savunmasız sivilleri
öldürenleri “amasız fakatsız” eleştirmeyi bilecek olgunluktadır. Naziler gaz
odalarında Yahudileri itlaf ederken akıl ve vicdan sahibi olanların hiç biri Nazilerin Yahudilere gaz vermesinin
nedenlerini merak etmedi veya bunu öncelikli konu haline getirmedi;çünkü çoluk
çocuk demeden öldürülen bir kitle vardı ortada..
Ama şimdi anlıyoruz ki;Siyonistler Nazilerin ön gördüğü
kadar hatta öngördüklerinden de öte tehlikeli ve vahşi yaratıklarmış. “Anti-Semitizm”
duygusallığıyla kendilerine yönelik katliamların nedenlerini araştırmayı sözüm
ona insanlık dışı gören bu sinsi yaratıklar şimdi öldürdükleri çocukların
ölümlerini “aması, fakatsız” meşrulaştırma çabası içindeler. İşte bu nedenle
Nazilerin ön gördüklerinden de öte tehlikeli, kana susamış, masumların
cesetleri üzerinden kutsal dağlarında “Rab”larının müjdesini bekleyen
yeryüzünün lanetlileridirler.
Yorumlar
Yorum Gönder