Kayıtlar

Putin Trump’ı “aptal” yerine koyamayacak;ama..

  Putin Trump’ı “aptal” yerine koyamayacak; ama.. Dış politikaya ilgi gösteren her kes Putin’le Trump arasında yapılacak ‘Alaska görüşmeleri’ni bekliyor. “Görüşmeler” diyorum çünkü yarın saat 22.00 gibi gerçekleşecek   görüşme   zannımca bir dizi görüşmelerin başlangıcı olacak. Nobel’e aday olmayı kafaya koymuş olan Trump’ın bu hamlesi dünya barışı açısından olumlu ancak ortada bir sorun var;Ukrayna ve taraf ülkelerinin bu görüşmeye katılmayacak olması.. Her ne kadar Trump ilk görüşmede bir anlaşmaya varılırsa ateşkes için Ukrayna’yı davet edeceğim dese de   imzaya kalan nihai belgeyi oluşturmak içen Ukrayna’nın hangi toprağını satacağı belli değil. Avrupalılar   “Trump Putin’in tuzağına düşmemeli” diye feryat etse de Putin’in Trump için “Amerikan liderinin Ukrayna'da barışa yönelik "oldukça enerjik ve samimi çabalar gösterdiğine inanıyorum” ifadelerini kullanması her şeyin şimdilik Putin için yolunda gittiğini gösteriyor;ve anlaşılan Avrupalıların ferya...

Putin Kafkasya’daki etkinliğini kaybediyor

  Putin Kafkasya’daki etkinliğini kaybediyor Karabağ savaşı başladığında Rus tarafı “Türkiye, açıkça Azerbaycan'ı destekliyor, bunu biliyoruz ancak bu bizim Ermenistan'ı Azerbaycan karşısında desteklediğimiz anlamına gelmiyor, durum böyle değil. Biz adil bir çözüm, ateşkes, çatışmaların son bulması ve her iki ülkenin bu gerginliği durdurmasını destekliyoruz” diyerek savaşta Ermenistan’ın yardım çağrısına cevap vermemiş ve tarafsız bir tutum izlemişti. Tabi bu durumda Azerbaycan Türk silahlarıyla Karabağ’ı almayı başardı. Halbuki bundan 5-6 yıl önce Ermenistan Başbakanı Serj Sarkisyan Rusya ile olan ilişkileri için “Ermeni-Rus stratejik ilişkileri, siyasi diyaloğumuzu güçlendiren yüksek düzeyde bir karşılıklı güvene dayanıyor.” Demişti.   Bu güven nedeniyle olacak ki Ermenistan ekonomisini büyük ölçüde Rusya’ya dayandırdı. Ermeni internet sitesi EVN Report, bir makalede Ermenistan’ın birçok stratejik alanda Rusya’ya ne kadar bağımlı olduğu tüm çıplaklığıyla belirtilmişti....

Siyonizm Uluslararası arenada yalnızlaştırılıyor mu?

  Siyonizm Uluslararası arenada yalnızlaştırılıyor mu? Ben 7 Ekim Aksa Tufanı harekatını “şartların olgunlaşmamasını, İslam dünyasının içinde bulunduğu ayrılıkçı durumu ve Batılı devletlerin İsrail’e olan sınırsız desteğini” göz önünde bulundurarak zamansız ve sonuçsuz kalacağını endişeli olarak düşünenlerdendim. Bu düşüncem aslında kısmen devam etse de yine de düşüncemin büyük ölçüde yersiz bir endişe olduğunu görmek açıkçası beni   buruk da olsa sevindiriyor; kurulduğundan beri İsrail’ en çok destek veren ülkelerin bir bir Filistin’i tanıyacaklarını söylemeleri ve “iki devletli çözüm” için gündem oluşturmaları bu buruk sevincimin nedenidir. 7 Ekim için kimlerin-Netanyahu, İran veya HAMAS- ne hesaplar yaptığı artık çok önemli değil. Önemli olan bu hesapların böyle giderse iyi bir yöne eviriliyor olması. Önce Fransa, sonra Kanada ve İngiltere.. İsrail’in giderek yalnızlaştığını gösteren en somut örneklerden biri, bu devletlerin birer birer Filistin’i   tanıyacakla...

Türkiye Ortadoğu’da tek egemen güç olma yolunda..

  Türkiye Ortadoğu’da tek   egemen güç olma yolunda.. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki yerel seçim mitinglerden birinde “Türkiye sadece bölgesel bir güç olmaktan çıkıp küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” derken özellikle muhalefetimiz ve muhalefetimize gönül vermiş olanlar bunun hamaset olduğunu,seçim propagandası olduğunu düşünüyorlardı. Ama aslında bu tasarlanmış,hesaplamış vizyoner bir söylemdi.   16 Kasım 2022’de “ Butik devlet mi olacağız yoksa küresel aktör mü?” olacak başlıklı yazımda Türkiye’nin bölgesine sığmayacak bir vizyona sahip olduğunu ve bu yönde yoğun çalışmaların yapıldığını ve bu vizyona ulaşmanın silahlanmayla mümkün olduğunu yazmıştım;ve gelinen noktada Türkiye Yüz bin çalışanı ve 8 Milyar Dolar’ı bulan savunma bütçesiyle bölgesine sığmadığını göstermiş oldu. %85’leri bulan yerlilik oranıyla kendi tarihinde devasa bir bütçeye sahipolan Türkiye’nin bu atılımı elbette dikkatlerden kaçmıyor ve Türkiye’yi dikkate alınmak zorunda kalın...

Erdoğan’ın satranç oyunları ve Doğu Akdeniz’de “Türk elektriğinin” çarptığı İsrail..

  Erdoğan’ın satranç oyunları ve Doğu Akdeniz’de “Türk elektriğinin” çarptığı İsrail.. Geçtiğimiz yıllarda   İsrail, Yunanistan ev Güney Kıbrıs Rum kesimiyle “Büyük Deniz Enterkonnektörü” adında bir proje hazırlamış ve taraflar şuana kadar bir çak defa bu projeye   olan bağlılıklarını deklare etmişlerdi. Projeyle Dünyanın en uzun ve en derin su altı enerji kablolarından biri olacak olan su altı enerji kablosunun, İsrail'i Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa elektrik şebekesine bağlaması planlanıyor. Toplamda 1,43 milyar Avroluk yatırım ile 2028 yılında tamamlanacak bölümü ile Yunanistan ve Kıbrıs arasında 2.000 km’ye yakın uzunluğa sahip 525kV gücünde yüksek gerilimli doğru akım (HVDC) hattı kurulması öngörülüyordu. Su altı elektrik kablo döşeme işlemleri tamamlandığında İsrail   hem elektrik ihraç edecek hem de   bölgede elektrik güvenliğini garanti altına   alacaktı. Zira İran’la yapılan “12 gün savaşı”nda Hayfa'daki Bazan tesisleri İran tarafında...

Dünden bu güne Dürzilerin kısa tarihi..

Resim
  Dünden bu güne Dürzilerin kısa tarihi.. Dürziler, Orta Doğu'da yaşayan kapalı bir etnik-mezhepçi Arap grubudur. Yahudilik unsurları da içeren İsmaili Şiiliğine dayanan tek tanrılı bir din olan Dürzilik'i benimserler.  Merkezi Süveyda ilinde, aynı adı taşıyan şehirde bulunan "Cebel-i Duruz" bölgesinde yaşamaktadırlar.  2010 yılı itibarıyla bu ilin nüfusunun %90'ını Dürziler oluşturmaktadır. Dürziler ayrıca İdlib ilindeki Cebel-i Summak bölgesinde, Golan Tepeleri sınırındaki Kuneytra ilindeki Cebel-i Şeyh dağlarında ve Şam'ın güneydoğusundaki Ceramana banliyösünde 18 yerleşim biriminde yaşamaktadırlar. VI. Fatımî Halifesi el-Hâkim bi-Emrillah’ın (375-411/985- 1021) saltanat yıllarının son dönemlerinde tarih sahnesine çıkmış olan Dürzilik inancı halifenin en yakın danışmanlarından olan Hamza b. Ali tarafından ortaya atılmış ancak   Hamza’nın vaazlarına eksisiz katılan ama zamanla onun vaazlarına sert muhalefette bulunan Muhammed bin İsmâ‘il Neştekin ed-De...

İsrail Türkiye’nin Neo-Osmanlı vizyonunu ciddiye almış görünüyor..

  İsrail Türkiye’nin Neo-Osmanlı vizyonunu ciddiye almış görünüyor.. Daha önce “Türkiye İsrail sınırına yaklaşıyor” başlıklı yazı yazdığımda İran v İsrail çatışması başlamamış ve bu başlık için henüz erken olduğu gibi bazı yorumlar almıştım..Ama siyasetin, savaşın, çatışmanın ve coğrafya dizaynının erkeni geçi olmaz; nitekim çok da geç olmayan bir zamanda çıkarlar somut olarak çatışma evresine girdi. Bu evrede İsrail’in kendi çevresinde İran ’sız bir Sykes –Picot oluşturma girişimleri İsrail’i hızla Türk menfaatlerine aykırı davranışlara itti. Bu davranışlar arasında Suriye rejimine yönelik bir takım agresif hareketleri bu aralar oldukça sıklaştı. İsrail’in “İransızlaştırma” operasyonlarıyla otorite boşluğuna sürüklenen bölgelere Türkiye’nin nüfuz etmesi de bu agresif tutumu daha üst bir basamağa çıkardı ve çoğunluğu Dürzilerden oluşan Suriye’nin Süveyda vilayetindeki halkı rejime karşı kışkırtıp buradan hareketle rejime müdahale gerekçeleri üretmesi Suriye politikasını yönle...