Kayıtlar

Hadi iyisiniz! 10 bin adım atmanıza gerek yok..

  Hadi iyisiniz! 10 bin adım atmanıza gerek yok.. Kullanıcıları motive ediyor mu etmiyor mu bilmiyorum şu akıllı telefonların adımsayarı ama sanırım adım atma sayısı ile ilgili bazı fikirleriniz (karşıma çıkan çeşitli makale ve yazılardan bir toparlama yaptığım) bu yazıdan sonra değişebilir.. Aslında dünyada 4.5 Milyar kişinin akıllı telefonu olduğunu varsayarsak nüfusun büyük bir bölümü hareket halindeyken bile dijital ortamdan uzaklaşmadığı için kendine en uygun egzersiz yönteminin de adım atmak olduğuna karar vermiş gibiler. Hal böyle olunca zeki yazılımcılar bu keyfiliği ticarete döküp adımsayar programları oluşturulmuş ve milyarlarca dolara ilgili şirketlere satmışlar ve de insanlara bilim insanları aracılığıyla bu yönde motive edici açıklamalar yaptırmışlar; işte günde 5000 bin adım,8000 adım ve daha da arttırılarak 10 Bin adım..gibi..Ve son kertede 10 bin adım insanlar için(geneli için) hedef haline gelmiş. Ama ya hedefi tutturamayanlar? Onlara makale ve yazılardan...

Savaş’a rağmen ayakta kalan Rus ekonomisi..

  Savaşa rağmen ayakta kalan Rus ekonomisi.. Savaşa ve yaptırımlara rağmen Rus ekonomisinin nasıl ayakta kaldığını merak edip araştırmadan Türkiye ile kıyaslama cehaletinde bulunanlara bir nebze olsun yardımcı olursam bu yazıda kendimi bahtiyar hissedicem.. Peki mesele nedir? Evet iki yıl önce AB ülke medyalarına göre Rus ekonomisi tamamen çökmüş ve Ruslar 1917 Devrimi’nin koşullarını yaşamaya başlamış ve daha önce Amerika için yazılan “Gazap üzümleri” romanını bu kez Ruslar için yazmaya çoktan başlamışlardı. Ama tabi bu AB medyasının temennisinden başka bir şey değildi. Eevet;2022 yılının Mart ayında Rus rublesi ciddi oranda değer kaybetmişti. Gazprom ve Sberbank gibi dev şirketlerin Londra'daki değeri yüzde 97 düşmüştü. Savaşın getirdiği panikle Rus bankalarının bankamatiklerinin önünde kuyruklar oluşmaya başlamıştı. Bunu inkar etmedik lakin bunun Batı medyasınca Rusya açısından sürekli bir facia olarak gösterilmesi de geçici etkileri olan bir propaganda olmasından ötey...

Hamaney suikastının ayrıntıları açığa çıkmaya başladı..

  Hamaney suikastının ayrıntıları açığa çıkmaya başladı.. İsrail’in kalleş bir suikast sonucu ortadan kaldırdığı Hamaney   suikastına yönelik ayrıntılar açığa çıkmaya başladı. Hamaney’in Devrim Muhafızları'nın gizli ve en güvenilir yerleşkesinde üstelik yatak odasında bir patlayıcıyla önce ağır yaralanan ve sonrasında aynı yerde son nefesini veren şehti Hamaney’i o şekilde gören yardımcısı Halil el-Haya elleri başında uzun süre donup kalmıştı. İsraillilere göre bu operasyon Mossad   tarihinin en cesur ve en karmaşık operasyonu olarak tarihteki yerini almış durumda. Zaman geçtikçe operasyonun ayrıntıları da ortaya çıkmaya başlıyor. Hamaney ’in kaldığı yer Tahran'ın Saadat Abad mahallesinin en güvenli yerinde bulunuyordu. Misafir edildiği binanın etrafı yüksek beton duvarlarla çevriliydi ve en gelişmiş güvenlik sistemlerine sahipti. Ve bu yer   İran Devrim Muhafızlarının gizli konaklama tesisi olan Neshat kompleksi içinde yer alan bir yerdi. Ulusal Güvenlik Ç...

İsrail’i Açıkça Eleştirebilen Son Ve Tek ABD Başkanı: Jimmy Carter

  İsrail’i Açıkça Eleştirebilen Son Ve Tek ABD Başkanı: Jimmy Carter 1948’de Yahudi Devleti’nin kuruluşundan bu güne   kadar biri hariç   hiçbir Amerikan başkanı İsrail’in eylemlerinin haklılığını veya haksızlığını sorgulamamıştı. Bu Siyonist kölesi Başkanların katagorisine koyamayacağımız biri olan Jimmy Carter 100 yaşında hayatını kaybetti. Zaman zaman Siyonist elitlerin baskısına boyun eğmiş olsa da Jimmy Carter   hariç hiçbir ABD başkanı, İsrail'in Filistinlilere dayattığı sisteme apartheid adını vermeye yanaşmamıştı. Aslında genel olarak fikir ve düşüncelerine ya da söylemlerine ya da kurduğu vakıfların çalışmalarına bakıldığında  Jimmy Carter, Filistin'in gerçek bir dostu gibi duruyordu. Bunun gerçekte böyle olup olmadığını bilemem tabi ama hakkında gerek yerel gerekse yabancı kaynaklardan yaptığım okumalarda edindiğim izlenim şimdilik bu. Aslında başkan olmadan önceki yaşamında kaleme aldığı yazılarda İsrail’in Filistin’e yönelik onun tanımıyla “ ...

Yabancı Medya

Yabancı Haber siteleri  

Teolojik sapkınlığın Suriye ayağı

   Bezalel Smotrich :”İsrail'in kaderinde gelecekte Kudüs'ten Şam'a kadar genişleyeceği yazılı.” Teolojik sapkınlığın Suriye ayağı Bizim modernlik öncesi dönem olarak adlandırdığımız Ortaçağ boyunca uluslararası güç mücadelesinde devletlerin teolojik hedefleri ön plandaydı. Devletlerin bu ön planda olan teolojik hedeflerin sıcak savaşa dönüştüğü yani din savaşı olarak gördüğümüz savaşların son versiyonu 30 Yul Savaşları olmuştu. Bu savaşlar sonrasında sanıldı ki dünya eski dünya olmayacak yahut uluslararası ilişkilerdir bir daha din ve mezhep ekseninde şekillenmeyecek; ve aslında Avrupa Kıtası için düşündüğümüzde evet öyle oldu ama biz bu çağ dışı olarak gördüğümüz din ve mezhep eksenli savaşların sadece Avrupa’da değil tüm dünya devletleri için sona erdiğini düşünmüştük ama sözüm ona modern yüzyılın başlangıcı olarak gördüğümüz Sanayi İnkılabı sonrası yıllarda hiç de öyle olmadı; Çünkü Avrupa’nın karanlık çağının kalıntısını taşıyan İsrail Devleti kuruldu ve Westfely...

"Türkiye İsrail sınırına yaklaşıyor."

  "Türkiye İsrail sınırına yaklaşıyor." Suriye’de rejimin çöküşünün belki de tek kazanan (devlet bazında) elbette Türkiye’dir. Ama bu noktada çok dikkatli olmak lazım. Kontrol dışı gelişmeler ileriki yıllarda Türkiye açısından büyük felaketlere debep olabilir.  Bu “büyük felaket”ten elbette Türkiye’nin Suriye gibi bir millet” oluşturmamış devletler gibi bölünme ya da iç savaş değil ama özellikle son 15 yılda gerek İsrail’e karşı gerekse patronu Amerika’ya karşı yürütülen savunma, ekonomik ve siyasi bağımsızlık mücadelesini tersine çevirebilir. Neden mi? Biz İsrail’in daha da zayıflamasını isterken bu gelişmeler özellikle Netanyahu’nun kokmuş, küflü ekmeğine bal sürebilir. İsrail’i hiç olmadığı kadar güçlü kılabilir. Ve işte o zaman İsrail gibi pervasız ve cani bir devletle komşu olabiliriz. Gelişmelere daha geniş bir perspektiften baktığımızda hepimizin bildiği gibi bu yaşananların tek kaybedeni(şimdilik) İran’mış gibi görünüyor.Çünkü İran; Lübnan'a giden kara kor...