Hadi iyisiniz! 10 bin adım atmanıza gerek yok..
Hadi iyisiniz! 10 bin adım atmanıza gerek yok..
Kullanıcıları motive ediyor mu etmiyor mu bilmiyorum şu akıllı telefonların adımsayarı ama sanırım adım atma sayısı ile ilgili bazı fikirleriniz (karşıma çıkan çeşitli makale ve yazılardan bir toparlama yaptığım) bu yazıdan sonra değişebilir..
Aslında dünyada 4.5 Milyar kişinin akıllı telefonu olduğunu
varsayarsak nüfusun büyük bir bölümü hareket halindeyken bile dijital ortamdan
uzaklaşmadığı için kendine en uygun egzersiz yönteminin de adım atmak olduğuna
karar vermiş gibiler.
Hal böyle olunca zeki yazılımcılar bu keyfiliği ticarete
döküp adımsayar programları oluşturulmuş ve milyarlarca dolara ilgili şirketlere
satmışlar ve de insanlara bilim insanları aracılığıyla bu yönde motive edici açıklamalar
yaptırmışlar; işte günde 5000 bin adım,8000 adım ve daha da arttırılarak 10 Bin
adım..gibi..Ve son kertede 10 bin adım insanlar için(geneli için) hedef haline
gelmiş.
Ama ya hedefi tutturamayanlar?
Onlara makale ve yazılardan derlediğim ve göreceli de olsa
güzel haberi vereyim:
Güncel bilimsel çalışmalar adımlarımızı azaltmanın çok daha
faydalı olabileceğini göz önüne seriyor.Bu cümleye sevineneler sevinçlerini
daha da arttırabilirler; zira bilimsel araştırmalara göre günde
10 bin adım atmanın sihirli veya kanıta dayalı hiçbir yanı yok. Bu yukarıda
bahsettiğim ticari kafanın bir pazarlama taktiğinden öte bir şey değil. Bundan
emin olun.
Onun hikayesini kısaca şöyle aktarayım sizlere:
Tokyo'nun ev sahipliğinde gerçekleşen 1964 Yaz Olimpiyat
Oyunları yaklaşırken, Japon bir araştırmacı ülkesindeki insanları daha aktif
olmaya teşvik etmek için "10 bin
adım ölçer" olarak çevrilebilecek Manpo-Kei adında pedometreler sunmaya
karar veriyor.10 bin sayısını seçmesinin sebebi ise bu sayının Japonya’daki
yazılış biçiminin bir insan siluetine benziyor olmasından kaynaklanıyor (işte
ticari kafa bu )
Ardından bunu çeşitli popüler dergi ve gazetelerde paylaşıyor.
Bir anda Japonya’nın gündemine oturuyor ve ertesi gün(daha doğrusu bulduğu pedometre
programlarından sonra)bazı Japonların 10 bin adım için yürüyüş yaptıkları
haberlere yansıyor..Ve derken bu hızla ayılıyor..
Araştırmalarıma göre son birkaç yıldır sağlıklı yaşam ve
uzun ömür için kaç adım atmamız gerektiğini yakından inceleyen çok sayıda büyük
ölçekli çalışma ortaya çıkmış.
2022'de Lancet Public
Health'te yayınlanan en geniş kapsamlı araştırmada, “düzinelerce küresel
araştırmacı her yaştan 47 bin 471 yetişkini kapsayan 15 adet geçmiş adım sayımı
çalışmasından veriler” toplamış ve tipik günlük adım sayılarını uzun ömür
verileriyle karşılaştırmış.
Araştırmalar göstermiştir ki; adım sayımları için en uygun
nokta 10 bin veya daha fazla adım değildi. veriler, 60 yaşından küçük erkekler
ve kadınlar için erken ölüm riskindeki azalmaların günde yaklaşık 8 bin ila 10
bin adımda gerçekleştiğini göstermiş.
60 yaş üzeri olduğunda ise eşik biraz daha düşükmüş. Onlar
için, riski azaltan en uygun sayı günde 6 bin ila 8 bin adım olarak tespit
edilmiş.
İlginç olan ortak görüş te şu: Her iki gurup için
belirtilenden fazla adım atmanın hiçbir katkısının olmaması. Zararının olup
olmaması konusunda görüş birliğine varamamış sayın bilim insanlarımız ama
katkısının olmadığı konusunda görüş birliği sağlamışlar.
Bu sayıya bile ulaşamayanlar için umutsuzluk diye bir şey yok tabi..Bilim insanlarımız onları
da düşünmüş:
Meslea Norveç Spor Bilimleri Okulu'nda fiziksel aktivite
üzerine çalışmalar yapan ve Lancet adım sayısı çalışmasının ortak yazarlarından
biri olan Prof. Ulf Ekelund, “Günde yaklaşık 500 ila 1000 adım bile hiç adım
atmamaktan çok daha sağlıklı hale getirir sizi” demiş.
Yine bu miskin arkadaşlar için bir başka bilim insanı İngiltere'deki
Leicester Üniversitesi'nde fiziksel aktivite ile sağlık ve hareketsizlik
davranışı alanında çalışan Prof. Thomas Yates, “Şu anda hareketsiz bireylerde
aktivite artışı için minimum hedef olarak günde 500 adım atmayı belirliyoruz”
ifadelerini kullanmış.
Miskinleri rahatlatacak bir diğer araştırma sonucu da
adımlarımızın yoğunluğunun veya aceleciliğinin hiçbir öneminin olmaması..Yani yeterki
bacaklar ve ayaklar hareket halinde olsun..Ha tabi yoğunluk olursa pastanın
üstündeki krema gibi olurmuş bizim için..
Tabi arada kötü haber de vermek lazım:
Mesela yürümek veya adım
atmak her neyse onun kilo vermeye hiçbir katkısı yokmuş..Çünkü ortalama
yürüyen biri günde sadece 500 kalori yakarmış. Kilo vermek için yürümek değil az yemek ve az
yiyerek mideyi yiyeceğe yalvartmak ve küçültmek daha etkileyiciymiş..
Gördüünüz gibi herkesi mutlu edebilecek yanarıyla dolu bir araştırma.
Hangisi işimize geliyor ve hangisiyle mutlu oluyorsak ona yönelelim ve bu bahsi
kapatalım
Yorumlar
Yorum Gönder