Kayıtlar

ABD Kongresi Gazze'de Prezervatifler İçin 50 Milyon Dolar Fon Sağladı

  ABD Kongresi Gazze'de Prezervatifler İçin 50 Milyon Dolar Fon Sağladı Küreselci çete konu Müslümanlar ve Müslümanlar içinde Gazze ya da Filistin olduğunda saldırıyı en namahrem yerlerden yapabiliyorlar. Tabi bunun dışında başlığı okuduğunuzda 50 bin insanın öldüğü ve milyonlarca insanın gıdaya ihtiyaç duyduğu bir coğrafyada bu vicdansız çetenin önceki Başkanı’nın   prezervatif temin etmekte, yen gelenin bunları askıya almaktaki amaçları ne olabilir? Şimdi biraz konunun derinine inelim.. Kısa bir süre önce bildiğimiz üzere ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk kararnamelerinden biri, yabancı ülkelere yapılan yardımların dondurulmasıydı. Sadece iki ülke bu yardımların dışında;İsrail ve Mısır.. Trump, bu kararnameleri imzalarken ABD’nin artık Amerikalılara fayda sağlamadan düşüncesizce para dağıtmayacağını açıkça belirterek imzalamıştı. Trump Biden yönetiminin ekonomik enkazını kaldırırken enkazından altından çıkan ilginç bir yardım(!) göze çarptı: Gazze’ye 50 milyon dolar ...

.. İsrail yayılmacılığı Orta Doğu’yu özüne döndürebilir..

  .. İsrail yayılmacılığı Orta Doğu’yu özüne döndürebilir.. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra İngiltere ve Fransa Ortadoğu’da kukla devletleri oluşturmuşlardı. Bu kukla devletlerin kukla liderleri üzerlerine düşen görevleri gayet muntazam şekilde yerine getiriyorlardı. Kendileri saltanat sürerken coğrafya halkı bir trajedinin içine sürükleniyordu. Osmanlı Devleti, İngiliz diplomat Sykes ile Fransız diplomat Pico'nun vardığı anlaşmalara göre bölünmüştü. Sykes-Picot Anlaşması daha sonraki birçok sorunun ve bu trajedinin temeli oldu. Aslında bu anlaşmalar Araplardan, özellikle de Müslümanların kutsal mekanları olan Mekke ve Medine'ye yasal olarak sahip olma hakkına sahip olan Haşimi hanedanından gizlenmişti. Haşimi hanedanı bu haberdar olmadığı   bir anlaşmanın “yürütücüsü” ya da “yürütme organı” konumunda idi. O nedenle İngilizler tarafından dindaşları Osmanlı’ya karşı kışkırtılmış ve bu girişim sonuç vererek hanedanın “yürütme organı” olarak ilk görevi başarıyla yerine ge...

Alman tarihinin yüz karası: Auschwitz

  “Tek çıkış yolunuz krematoryum borusu” Alman tarihinin yüz karası: Auschwitz Auschwitz Polonya’nın   Krakow şehrine yakın bir yrleim yerdir. Onu dünyaca ünü yapan ise Nazilerin en büyük toplama, imha ve   sistematik katliam kampı özelliği taşımasından kaynaklanır. Bu kampa Avrupa’nın çeşitli yerlerinden getirilen 1,3 milyon insan yerleştirilmiş ve öncelikle zorunlu çalışmaya tabi tutulmuştur. Raporlara göre yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. Geri kalanlar ise yetersiz beslenmenin yanında ağır işlerde çalıştırıldıklarından ağır hastalıklara yenik düşüp ölmüşlerdir. 27 Ocak 1945'te Kızıl Ordu bu kamplara girdiğinde hayatta kalan mahkum sayısı 8000 civarındaydı. Tabi Kızıl Ordu’nun kampa girişi de kolay olmadı. Almanlar kampların her noktasına mayınlar döşemiş döşemiş ve tuzaklar kurmuşlardı. Kızıl Ordu’da görev yapan 1.Ukrayna Cephesi askeri konseyi üyesi General Konstantin Krainyukov...
Resim
    “Siyasette dine yer verenlere İslamcı ve kökten dinci deniyor. Ancak İsrail ile ilgili bu tür yargıları hiçbir zaman duymayacaksınız.” Fransız siyaset bilimci Francois Burgat röportajı.. Geçenlerde Fransız siyaset bilimci Francois Burgat ile yapılan bir söyleşiye dek geldim ve hu söyleşiyi alıntılayarak burada yazma ihtiyacı duydum. Aslında benzer şeyleri İslam dünyasının her köşesinde ve her sıradan insanın ağzında duyarız ama aynı ifadeleri gayri Müslüm birinin ağzından duymak ve üstelik bu kişi ülkesinin akademik dünyasında ciddiye alınan biyiyse o ifadelerin değeri ve etkisi tatbikî daha farklı. Burgat’ın “Filistin için yeni bir dönem” başlıyor adlı   yazısından esinlenerek kendisine sorulan ilk soru şuydu: “Hayatınızı Arap dünyası ve Orta Doğu'da çalışmaya adadınız, bu da sizi bu alanda uzman kılıyor. Filistin tarihinde yeni bir dönem ne anlama geliyor?” Soruya Burgat’ın uzun ama içinde oldukça anlamlı cümleleri içeren cevabı şu şekilde: “Sakıncası yo...

Gazze Günlüğü

Resim
  "Silahları test etmek için laboratuvar fareleri gibi kullanılıyoruz" Gazze Günlüğü Rami Abu Jamous, Orian 21 için günlük notlarını yazıyor.. Kendisi "Gaze Press" bürosunun kurucusuydu.   Filistinli gazeteci, 'Orient X XI' web sitesi ve çeşitli televizyon kanalları için haber yapıyor.. Eşi ve iki buçuk yaşındaki oğlu Velid'le birlikte Gazze’deki dairesini terk etmek zorunda kaldı ve Refah’a sığındı.   Günlük olaylarını not alıp yayılamaya devam ediyor. “Şu anda Gazze halkının genel eğilimi iyimserlik yönünde.” Diye notuna ekliyor. Şimdi onun sözlerine veya günlüğüne   katkısız yer ver verelim: “İnsanlar savaşı durdurmak için çaresiz durumdalar. Trump'ın savaş bitmezse kıyametin kopacağını söyleyen sözlerine güveniyorlar. Bu söz, başta Hamas ve Netanyahu olmak üzere Filistinlilere yönelik bir mesaj olarak değerlendiriliyor. İşletme sahiplerinin, İsrail saldırısının sona ermesini öngörerek, ateşkes sonrası ithal edilecek birçok mala ye...

Çıkarların çatışma vakti geldi..

Resim
  Çıkarların çatışma vakti geldi.. Türkiye İsrail ilişkileri bizdeki ezberci tayfadan çok daha farklı seyir izliyor İsrail medyası ve İsraillilere göre. Daha önce “Türkiye İsrail sınırına yaklaşıyor” başlıklı bir yazı yazmıştım ve yaklaşık on gün sonra benzer başlıklı yazıyı bir İsrail gazetesin köşesinde gördüğümde ‘Türkiye’nin İsrail’i endişelendirdiği ’ne yönelik yazımın hiç de hamaset olmadığını gördüm. Ezberci tayfamızın kendi dünyalarında “yarattığı” Türkiye profili taraftarlarına veya   takipçilerine yönelik hamaset dolu sözler üretmesine kaynak sağlıyor olabilir ama az biraz dış dünyayı “küresel iletişimin” olanaklarını kullanarak takip ediyor olsalar aslında çok daha farklı düşüncelere kapılabilirlerdir.. Mesela bu aralar Suriye’de Türkiye ile İsrail’in çıkarlarının gittikçe daha da çatışmacı bir ortama everildiğini görmeleri pekala mümkündü.. Esad’ın devrilmesine yönelik girişimin olduğu süreçte her iki ülke birbirlerine dişlerini gösterme greği duymamıştı am...

Küreselcilerin İflası..

  Küreselcilerin İflası.. 20.Yüzyılın ortalarından itibaren dünya halkların apazarlanan “küreselleşme” kısa sürede bir çok toplum tarafından satın alındı ve bu “ideoloji”nin neler getireceği konusunda hiçbir endişe duyulmadı; duyulması için üzerinde düşünülmedi. George Modelski’nin “küreselleşme dünyanın büyük medeniyetleri arasındaki artan bağlantının tarihidir ”şeklindeki şık(!) ir tanımdan hareketle çıkılan küreselleşme yolu son 10-15 yılda artık tıkandı. Çünkü bağlantının ve küreselleşme çabalarının sadece medeniyetlerin kültürel ve dayanışma yönüyle   sınırlı kalmadığını herkes gördü; bu bağlantıların güç, kaba kuvvet, silah, ekonomik ve siyasi saldırılarla sağlanmaya çalışıldığını da.. Bereket aynı düşünürün “her döngü yaklaşık 100 yıllık bir süreye sahiptir ve her seferinde yeni bir hegemonik güç ortaya çıkar.” Şeklinde bir tezi de var da, susuzluk içinde kıvranan içimize biraz su serpiliyor. Küreselleşme hiç de Paul Hirst ve Graheme Thompson’un “Küreselleşeme S...