Kayıtlar

KORKUNÇ İVAN 

 KORKUNÇ İVAN  İlk başlarda Rusya tek bir hükümdarı olan tek bir ülke değildi. Bir kaç farklı Rus boyunun başında savaşçı prenseler vardı. Viladimir Kiev prensiydi, fakat Moskova gibi diğer güçlü Rus şehirleri genellikle onunla savaşıyorlardı.  Rusya'nın büyük bir ülke olması için ,Rus şehirlerinin birleşmesi gerekiyordu. En sonunda  Rus şehirlerini birleştiren prensin adı İvan'dı. O Rusya'ya ilk yerleşen  Viking istilacı Rurik'in soyundan geliyordu. Rusya'yı tek bir ülkede  birleştirdiği için Büyük İvan olarak hatırlanır. Ancak İvan'ın torunu pek büyük değildi. Aslına bakarsanız, o kadar dehşet salmış bir hükümdardı ki ona Korkonç İvan adını takmışlardı. İvan 1462'de Moskova'da hüküm sürmeye başladığında ilk iş olarak Moskova'yı yerel Moğol krallığından geri almak istedi. Moğollar Kubilay Han'dan sonra parçalanmış ve krallıklara bölünmüştü.  Moğol krallığından biri Rusya topraklarında hak iddia etmeye başladı. Moğol hanı İvan'dan haraç isted...

Ortak Hafıza:Tarih

  Ortak Hafıza:Tarih Bizler Tarih okumanın, öğrenmenin   bir ulusun kolektif hafızasını inşa etmede, biçimlendirmede veya hafızasını dönüştürmede önemli bir etken hatta birincil etken olduğunu biliriz.  Tabi tarihin, sadece devletlerin resmi ideolojisini yansıtan yönlerinden bahsetmiyoruz. Özellikle 80’li yıllardan itibaren tarihi bir takım pozitivist kuramlar üzerinden okumanın veya okutmanın olumsuzluklarını zaman içinde görmekteyiz aslında. Söz gelimi milli şuurun önemsizleşmeye doğru everilmesi, vatan dışında dünyanın her hangi bir yerini vatan değil menfaat toprağı olarak görüp o topraklarda gerekirse vatanı aleyhine birtakım çalışmalarda bulunulması şeklinde aidiyetsizlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Pozitivist bir bakış açısıyla ele alınan tarih tüm uluslarda ulusların milli ve manevi kimliklerinin   tarihi olaylara etkisini ikinci plana atmış, birincil etken olarak devletlerin sahip oldukları maddi güçler görülmüştür. Bir devletin siyaseti şekillen...

“Az zamanda Çok İş” yapmak İçin Başkanlık Değil Güçlendirilmiş Başkanlık..

  “Az zamanda Çok İş” yapmak İçin Başkanlık Değil Güçlendirilmiş Başkanlık.. Son tahlilde yeter ki frenleri sağlamlaştırılsın, yeter ki devletin yönetim erkleri birbirleriyle sağlıklı iletişim içinde olsun ve yeter ki bu erkler birbirlerine müdahale de bulunmasın eminim coğrafyanız sizin kaderinizi değil,siz coğrafyanızın kaderini belirlersiniz.   Konuyu siyaseten taraf olmaktan uzak bir değerlendirmeyle ele aldığımdan kimsenin şüphesi olmasın. Zaten öteden beri FRENLERİ SAĞLAM bir Başkanlık Sistemi’ni, sistem getirilmeden önce de arzulayanlardandım; hatta daha da ileri gideyim: GÜÇLENDİRİLMİŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ’nın çok daha uygun olacağından yanayım. Pe ki GÜÇLENDİRİLMİŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ’nden kastım nedir? Maddelerle sıralamaya gerek yok tek cümle kâfi: Frenleri sağlamlaştırılan, bakımları yapılmış, sistemi idare edecek olanların keyfi uygulamalarına kapalı, yargıya saygılı, yasamaya önem veren ancak yürütmeyi tüm bürokrasiden arındıran , liderin ve   bakanlarını...

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz.. Devletlerin kuruluş döneminden sonra yükselme dönemine girdikleri süreçleri iyi analiz edildiğinde bu sürecin ana aktörünün eğitim olduğunu görürsünüz.  Bunun tersini de söylemek mümkün. Yani devletlerin gerileme veya dağılma dönemlerini analiz ettiğinizde   bu süreçlerin ana aktörünün de yine eğitim olduğunu görürsünüz. Nitekim Osmanlı Devleti’nde Kanuni’nin son dönemlerinde yaygınlaşan “beşik ülemalığı”nın devletin köklü eğitim sistemini nasıl sarstığını ve beraberinde birkaç kuşak sonrasının nasıl bir yozlaşmaya uğradığını görmek mümkün. Çok detaya inmeden 3.Murat döneminde kurulan rasathanenin “gökte Allah’ın işine karışılmaz” denilip yakılmasından, tarihimizde modernizmin öncüsü olarak kabul ettiğim II.Mahmut için “gavur Padişah!” lakabının kullanılmasına kadar bir dizi örnekler verilebilir. Osmanlının son dönemlerinde bazı padişahların eğitimde reform çalışmalarına kalkışması ise, yozlaşmanın saldığı ...

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

  Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu… C.Başkanı Covid’e yakalandığını duyurduğunda insanlığımızdan utanacağımız mesajların ardı arkası kesilmedi. Nasıl bir ahlaksızlıktan geçtiler hayatları boyunca bilmiyorum, bildiğim tek şey zavallı ruhlarını tatmin ederken sergiledikleri aşağılık tavırlar. “Benden olmayan ölsün ”mantığı bu aşağılık duyguların pervasızca kendini gösterdiği mantıktır. Nasıl bu noktaya gedikleri konusunda bir çok fikir öne sürülebilir. Ancak otaya atılacak hiç bir neden insanlık sınırlarının dışına çıkmayı gerektirmez. Siyasilerin kendi aralarındaki siyaset yarışını, kavgasını, sözlerini kendileri için bir bahane gören bu zavallılar unutmasın ki gün gelir birbirlerine en ağır lafları söyleyen siyasetçiler el sıkışır; onlar ise sergiledikleri insanlık dışı iğrençlikleriyle baş başa kalırlar. Nitekim Sayın KILIÇDAROĞLU’nun “geçmiş olsun” mesajı siyasetin ayrı, insan olmanın ise apayrı olduğunu göstermeye yeter. Ancak ne ...

Gücün Eşkıyalık Hali ..

  Gücün Eşkıyalık Hali .. İyi Okumalar (2018 tarihli yazımdan..) “ Modern tarihte hiçbir ülke , dünyaya bugün, Amerikan’ın olduğu kadar hakim olmadı.Amerika şimdi uluslar arası politikanın Schwarzenegger’i : Kslarını gösteriyor,sıkıntı yaratıyor,ürkütüyor. Amerikalılar, hiçbir şey ve hiçbir kişi tarafından sınırlandırılmadan McWorld’lerinde, bir tür boş çek yaprağına sahipmiş gibi davranıyorlar.” Der Spiegel Yalnızlık politikası adı altında avını sinsice bekleyen kaplan misali sabır ve inatla, Avrupa ve İslam dünyasını takip etmiş ve ardından tüm pervasızlığı ile dünya devletlerini o ya da bu şekilde hegemonyasına almayı başarmış bir ABD. Avrupa’nın Sovyetler tarafından olabilecek bir işgal tehdidi yahut" Sovyetlerin Amerika’ya nükleer saldırı tehdidi on yıllarca Avrupa ve Amerikan halkının bilincine kazındı." Bu tehdit algısı her daim canlı tutularak Amerika’yı ,:Amerikan Cumhuriyetinden Amerikan polis devletine doğru itti. : Komünizmin tehdidinde...

Abdrrahman ÜZÜLMEZ'den ---CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLACAK?

  Ocak 31, 2022  Abdrrahman ÜZÜLMEZ CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLACAK? Blogumda günlük siyasetle ilgili bir şey yayınlamayı düşünmemiştim. Günlük siyasetle alakalı konularda kalem oynatmak ve günlük siyasi çekişmeleri  içeriden   bir bakışla  sözkonusu edince taraflardan birinden yana veya ona karşı pozisyona çekilmemek mümkün değil. Günlük sohbetlerimden de biliyorum ki Türkiye’de bu kaçınılmaz. Tek başına kötü bir şey değil bu elbet. Ancak ben o pozisyonda olmak günübirlik savrulmalara göre değil, belli ilkeler çerçevesinde düşünmek/davranmak istiyorum. Genelde uyduğum bu tavrı bu yazıya mahsus bir yana bırakıyorum. Aslında ‘millet ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı’ tartışması belli amaçlarla köpürtülen bir tartışma. Türk basınının amiral gemisinde yazan ve bir hafta sonu tatili sırasında termal otelde tesadüfen yüz yüze ilk ve son kez görüp selvi boylu olmadığına şahit olduğum yazarı habire meseleyi ‘Ekrem İmamoğlu mu Mansur Yavaş mı?’ ikilemi için...