Kayıtlar

Mau Adası’ndaki yangın sömürgeleştirilen toprakların nasıl yönetildiğinin bir göstergesiydi;Ama yine de Batı, bu sömürgelerine karşı Doğu’ya nazaran daha İnsaflıydı..

  Batılıların kendileri gibi Batı’da toprakları sömürüleri ve o topraklarda yaşayanlara yönelik emperyalist anlayışları Doğu’ya yönelik emperyalist ve sömürü anlayışlarından oldukça farklı olmuştur. Her ne kadar ilk etapta sömürülen toprakların sahiplerine yönelik acımasız davranışlarda bulundularsa da zamanla daha esnek daha yumuşak uygulamalarla kendilerini yerli haka affetirme çabasına girmekten çekinmediler. Sömürgeci Batı’nın sözde sömürge karşıtı aydınları da bu esneklikten istifade ederek sözüm ona emperyalizmin yılmaz karşı koyucuları olarak ortaya çıktılar. Ama asla kendileri dışındaki pervasızca sömürülen topraklarda yaşayanlarla ilgilenmediler. Bunun en son örneğini   Hawaii’nin Maui Adası’ndaki yangınlar sonucunda yapılan analizlerde görüyoruz. Yangınların bir adayı neredeyse tamamen kül haline getirmesi ve buradaki yaşayanların çaresizliği anti-emperyalist aydın kesimi harekete geçirdi.            Hemen hem...

Yahudi Kökenli Rus Oligarklar

                                  Yahudi Kökenli Rus Oligarklar Geçenlerde Rus Oligarklarla ilgili bir yazı dikkatimi çekmişti. Yazıda Oligarkların Rus halkı üzerinde oluşturduğu hayal kırıklığına yönelik cümleler sık sık tekrarlanıyordu. Berezovsky, Abramovichi gibi soyadları taşıyan Oligarkların yıllarca Rus halkını kapalı kapılar ardından nasıl yönettiği anlatılıyordu. Ve bu yönetim dönemleri, “Rusya için trajedi dönemleri” olarak nitelendiriliyordu yazıda. Aslında çok da haksız sayılmazlar. Benzer dönemlerden biz de geçtik hatta halen kendini ülkenin sahibiymiş gibi gören bir avuç modası geçmiş “Türk Oligarkları”nın baskın seslerini duymaya devam ediyoruz. Tabi bu ayrı bir konu.. Rus Oligarklarını anlatırken yazı, onların Rus tarihiyle hiçbir ilgisinin olmadığını üstüne basa basa belirtiyor. Anlatıma göre bu Oligar...

Sezar Ve Kleopatra

                                                 Sezar Ve Kleopatra   Bu ikisi birçok filme diziye veya dedikoduya konu olmuştur. Ama ben filim veya dizi senar yosuyla, dedikodularla değil tarihin gerçekte bize anlattıklarıyla ilgileniyorum.   Özellikle film cenneti Hollywood’un dekolteli en çekici kadını olarak lanse edilen Kleopatra esasında hiç de çekici bir kadın değildi bize aktarılan ciddi tarihi kaynaklara göre. Ancak dahi bir siyaset kadını olduğunu söylemek lazım. Bizi ilgilendiren kısım da burası.   Roma’nın gittikçe zayıflayan gücünden istifade ederek Kraliçesi olduğu ve yine Roma İmparatorluğu gibi çöküşün eşiğinde olan Ptolemaios Krallığı’nı, hayatı boyunca nasıl ayakta tutacağının uğraşı içinde olmuş bir Kraliçeydi Kleopatra.   Her ne kadar tüm uğraşı sonuçsuz kalsa da, hatta başarısızlıkla neticelense de o, gözlerine fa...

Fransa Ve Nijer’in Devrik Lideri Mohamed Bazoum

  Fransa Ve Nijer’in Devrik Lideri Mohamed Bazoum Geçtiğimiz aylarda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Fransa’nın Afrika siyasetinde bir değişikliğe gittiğini belirtmiş ve Fransafrik'in bittiğini ima eden cümleler kurmuştu. Ancak Nijer’de yaşananlara bakılırsa Fransafrik'in bittiğine dair bir işaret yok. Biliyorsunuz “Fransafrik”   Fransa’nın Afrika'ya müdahale projesini ifade eden bir tabir.. Fransız askerlerinin özellikle Sahra-altı ülkelerinden peyderpey geri çekilmesiyle bu projenin rafa kaldırılması Macron’un gündemindeydi. Sözüm ona sömürgeci geçmişinin ayıbını mütevazı geleceğiyle örtmeye çalışacaktı. Ama huylu huyundan asla vazgeçmedi ve Fransa sömürgecilik zihniyetini istese de terk edemedi. Fransa’nın Afganistan’ı olarak bilinen ve Sahra-altı ülkelerini ifade deden   “Sahel Bölgesi”nden askeri güç olarak çekilmesi aslında orada olup bitenlere kayıtsız kalacağı anlamına gelmiyordu; nitekim Nijer’de yaşananlar Fransa’nın kayıtsız kalmadığını bize göster...

Bir “Aptal Tanıma Sistemi”niz Var mı?

  Bir “Aptal Tanıma Sistemi”niz Var mı? Dolandırıcıların,hırsızların,yan kesicilerin cirit attığı ve de altın çağını yaşadığı günümüzde kendinizi aptal yerine koyduğunuz oluyordur zaman zaman. Ama endişelenmeyin aslında aptal olan siz degillsiziniz ya da ben   değilim.  Yine endişelenmeyin çünkü Amerikalı bir milyarder olan JB Pritzker bir konuşmasında size kendinizce bir “aptal tanıma sistemi” oluşturabilmeniz için yardımcı oluyor. Yardımcı olduğunu söylemem tam yerinde bir söylem olmadı esasında ama en azından kişinin “aptal tanıma sistemi” denilen bir sisteminin olması gerektiği fikrini vermiş oldu. Konuşma metninden anladığım kadarıyla bu gün kendi ülkesinde “yok artık!” dediğimiz nicelerinin parlamentoda kendilerine yer bulabildiğinden şikâyetle yapıyor konuşmasını. “George Santos gibi bir hayalperest, başarılı bir şekilde hükümete girmeyi başarması”ndan hareketle başka ülkelerdeki örnekleri ekliyor. Mesela “Marjorie Taylor Greene gibi bir hayalperestin bil...

Post-Modern Kolonyalizm/Neo-Kolonyaliz

  Post-Modern Kolonyalizm/Neo-Kolonyaliz Biz sömürgeleşmekten bahsederken bazıları askeri güç kullanarak yapılan    “eski sömürge geleneği”ni kast ettiğimizi zannederek “olur mu öyle şey, hangi çağda yaşıyoruz” diye akıllarınca bilmişlik taslamaktan geri durmazlar. Aslında bizim Neo-Kolonyalizm dediğimiz yeni sömürge zihniyetinin hedeflediği de tam da bu; zira sömürdüklerine ”Olur mu öyle şey” dedirtmek sömürgeciler için hedefe ulaşmanın ilk ve önemli basamağı olmuştur. O nedenle   “Neo-kolonyalizm”i biraz açmakta fayda var;Neo-kolonyal sistemde eskinin askeri müdahalesiyle direk bir sömürgeciliğin yapılmadığını, bunun yerine "kapitalizmi, kürrselleşmeyi, "kültür emperyalizmini"   k ullanarak dolaylı ve zamana yayarak daha profesyonelce yürütülerek hissettirmeden yapıldığını anlatmakta da.. Günümüz dünyasında her devletin, her milletin, hatta her bireyin birbirlerine bir şekilde bağımlı kılındığı ve adına da “küreselleşme” dendiği bu dünya düzeni(Gloabal...

Bir Varmış Bir Yokmuş Evvel Zaman İçinde Türkiye’de “Aydın Sanatçılar” Varmış..

  Bir Varmış Bir Yokmuş Evvel Zaman İçinde Türkiye’de “Aydın Sanatçılar” Varmış.. Muhalefeti destekleyen sanatçılar “aydın sanatçılar” ve “ülkenin aydınlık geleceğini belirleyenler” de onlar, iktidarı destekleyenler “karanlıklarda yürüyen” ve “ülkenin geleceğini tehlikeye atan” sanatçılarmış.. Bu “aydın sanatçılar”, öyle bir “aydınlar”mış ki, vaktiyle AKM’nin yıkılmasını yeniden inşa değil de “Atatürk adını ortadan kaldırmak için” yapıldığını ön görecek kadar aydınlarmış! Bu “aydın sanatçılar” o kadar aydınlarmış ki halk için üretir ve ürettiklerinden gereğinden fazla kazanç sağlamazlarmış.   Ne yalıları varmış, ne lüks jipleri ve ne de villaları; emekçi halk gibi sıradan bir evde sıradan kahvaltılarla güne başlar ve semt pazarlarından giyinirlermiş..Işık olmak için önce kendilerinin yanması gerektiğinin farkındalarmış.. O kadar aydınlarmış ki   neyin ak neyin kara olduğuna sadece onlar karar verirlermiş..Kendileri ışık olunca gölgelerin kendilerini takip edecek...