Kayıtlar

Siyaset..

Resim
  ”Siyasetçiler halkın o anki desteğini alabilmek için gelecekle ilgili büyük projelerden bile vazgeçerler. Kendileri daima ülkeden daha önemlidir. Onların kuş beyinleri geleceğin önemini kavrayamaz.”(Hitler) Siyaset. . İyi Okumalar Kendimi bildim bileli sade vatandaşlar “siyaset” kavramından hep kaçınmışızdır. Aslında kaçındığımızı sanmışızdır. Çünkü o mekanizmadan kaçarken bile öne sürdüklerimiz, siyaset kültürünün söylettiği (bitarafa makul,diğer tarafa makul olmayan) gerekçelerdir. Peki neden “siyaset yapma!” diyerek bu kavramı yaşamın bir parçası olmaktan çıkarıyoruz? Ya da neden kendimiz gibi düşünmeyenle “siyaset yapmam” mantığıyla oturup tartışmıyoruz? Siyaseti “şeytanlaştıranlar” esasında siyaset kavramını ortaya atanlar değil ki! Bu kavramı şeytanlaştıranlar siyasi aktörlerin bizatihi kendileridir.   Oysa, kavram, bir sanattır. Neyin sanatı? Sorunlara pratik ve akıllı çözüm üretme sanatı tabiki.. Bizler, siyaseti, karşımızdakinin görüşünü değiştirmenin,...

Gençler O günleri Pek Bilmez!

Resim
  Tüplü monitörlü bilgisayarlar bizim için ulaşılması güç bir teknolojiydi… Gençler   O günleri Pek Bilmez! İyi okumalar.. Ben   “Z Kuşağı” yerine genç kuşak yakıştırmasını yapmaktan yanayım… Genç kuşak’tan kastım da 18-35 yaş arası olan bireyler   ve bireylerin toplumsallaşmaya başladığı dönemlerdir. Genç kuşağın hatırlamadığı veya hatırlar gibi olup da kafasını kuma gömdüğü, benim yaşımda olanların, toplumsallaşmaya başladığı meşhur 90’lı yıllar ve 2000’li yılların başında. bireysel ve toplumsal yaşantımızın nasıl değiştiğini yaşantımızdan somut örnekler vererek anlatım mı? Anlatalım anlatalım.. Üniversite yıllarımız 90‘lı yılların başıydı. O yıllarımızda hayatın gerçekliği yüzümüze vurmaya başlamıştı. Okula başladığımızda ilk zorlandığımız konu üniversite harçlarını ödemek ya da ödeyememekti. Sağdan soldan bulduğumuz harçlarla her dönem ödediğimiz üniversite harçlarına karşın aldığımız 45 Tl’lik Katkı Kredisi bizim için birkaç defa   eve alınacak...

Milli Mücadele’de hayatını riske atarak Milli Mücadele’ye Hizmet etti;ancak sürgünden kurtulamadı…......Fehime Sultan.

Resim
  Milli Mücadele’de hayatını riske atarak Milli Mücadele’ye Hizmet etti;ancak sürgünden kurtulamadı… Fehime Sultan… İyi Okumalar.. Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da Milli Meclis’i açmıştı nihayet..Fakat önemli ölçüde hissedilen bir eksilik vardı;istahbarat. Yazının başlığı olan Fehime Sultan’la ne alakası var der gibisiniz? Hemen anlatayım ancak Fehime Sultan’ın tarjik hayatıyla ilgili birkaç paragraflık bilgi aktarmadan olmaz… Fehime Sultan, Sultan Hamid’in Saray’a alıp maaş bağladığı V.Murad’ın üç kızından biriydi;diğerleri Fatma ve Hadice Sultanlardır. Güzelliği kız kardeşi kadar değilse de zekası ve kabiliyeti sadece kız kardeşiyle değil,Saray’daki diğer kızlarla kıyas kabul edilmeyecek derecede fevkalade idi. Evlilik yaşları gelen kızlar bir bir evlendirildi. Fehime Sultan da mâbeyn şifre kâtiplerinden Ali Gâlib Paşa (1871-1950) ile evlendirildi. Ali Galib bey iyi derecede Fransızca ve Arapça ve Farsça bilen aydın nitelikli bir zattı, Sultan Hamid kendisini kısa süre sonra vezir y...

-Ayan Olmak Devlet Adamı Olmak Değildir. Devlet Tecrüben Yoksa Alemdar Gibi, İster Âyan Ol İster Sadrazam Alırlar Canını Her An.- Alemdar Mustafa Paşa ----Bölüm 1---

Resim
  -Ayan Olmak Devlet Adamı Olmak Değildir. Devlet Tecrüben Yoksa Alemdar Gibi, İster Âyan Ol İster Sadrazam Alırlar Canını Her An.- ----Bölüm 1---- İyi Okumalar----- Saraya vardığında iş işten geçmişti. III.Selim’in öldürülmesine mani olamadığı için ateş püskürüyordu etrafına. Biran aklına şehzade Mahmut geldi. Adamlarına derhal onu bulmalarını emretti. Adamları zor bela Şehzade Mahmut ve annesini son anda öldürülmekten kurtararak Alemdar Paşa’nın yanına getirdiler. Boğuşma izlerini görünce Şehzadenin yüzünde, buna sebep olanların derhal öldürülmesi emrini verdi Alemdar Paşa. Şehzade Mahmut’a zorbaların tahta çıkardığı IV.Mustafa’yı tahttan indirerek biat etti ve biat edilmesi emrini verdi. Artık Şehzade Mahmut ,II.Mahmut olarak tahta çıkmış oldu. Alemdar Paşa da Vezir-i azam olarak atandı. Ancak bu mevki İstanbul’u ve devlet işleyişini çok iyi bilmeyen Alemdar için sonun başlangıcı olacaktı. Paşa,sadrazam mührünü alır almaz Yeniçerilerin pek de hoşuna gitmeyen icraatlara imza ...

---Ortalık yüzlerce ceset parçasıyla doldu taştı. Bu manzarayı kendileri için utanç sayan zorbalar derhal tedbir alıp kimseyi yaklaştırmadı molozların yanına--- Alemdar Paşa ----Bölüm2 ---

Resim
  ---Ortalık yüzlerce ceset parçasıyla doldu taştı. Bu manzarayı kendileri için utanç sayan zorbalar derhal tedbir alıp kimseyi yaklaştırmadı molozların yanına--- Alemdar Paşa ----Bölüm2 ---- İyi Okumalar----- Bu arada Yeniçerilerin sayısı hızla arıyordu. Bab-ı Ali’nin etrafı insan deryası olmuştu. Yeniçeriler Bundan başka diğer devlet adamları da sindirmeye başladı. Örneğin Reis-ül Küttap Galip Efendi’nin konağını basıp görevli Sekbanları istediler ve aldılar da. Yine Sadaret Kethüdası Mustafa Refik Efendi’nin konağını basıp Sekbanların kendilerine teslimi edilmesini istediler. Ancak Refik Efendi kabul etmeyince vuruşmaya başladılar. Başa çıkamayınca kışladan top getirip patlattılar. Bundan sonra zaten oradakiler de teslim oldu. Refik Efendi’yi tüm yalvarışlarına rağmen parçaladılar. Bir başka zorbalıkları da Defterdar Tahsin Efendi’yi döve döve öldürmeleri oldu. Kaptan’ı derya Ramiz Paşa emrindeki kuvvetleri iyi değerlendiremedi. Oturduğu yerden bazı klasik tedbirlere başvurdu....

Bursa Olayı'nı duyanız varmıydı Cumhuriyet Tarihimizde?------------------------------------- Bursa Olayı

Resim
Bursa Olayı'nı duyanız varmıydı Cumhuriyet Tarihimizde? ..... Bursa Olayı.. ___İyi okumalar___ Tarihler 1 Şubat 1933'ü gösteriyordu. Atatürk Türk dilinin yuceltilmesinde ısrarcıdır. Meselenin din değil dil olduğunu söyleyecektir zaten demecinde. Peki nedir bu tarihin önemi. Günlerden Cumadır. Cuma namazı için beklemektedir cemaat. Ancak bir sorun vardır. Ezan okumaya gelmez imam. Tabi bunun yerine cemaatten Topal Halil,çıkar okur. Burada sorun ne? der gibisiniz. Sorun Topal Hali'in ezanı aslına uygun okumasıdır, yani Arapça. Ezan biter bitmez minare dibinde bekleyen sivil polisler alırlar hemen bizim Topal'ı. Yaka paça götürürler karakola. Daha doğrusu götürmeye çalışırlar. Cemaat olayı prostesto eder ve ederken de " her yerde Arapça okunan ezan neden Bursa'da Türkçe okunuyor " diye de söylenirler. Mırıldanmalar yükseklerden duyulur. Ancak önemsenmez. Valiliğe giden protestocular bulamayınca Vali Bey'i makamında otururlar...