Milli Mücadele’de hayatını riske atarak Milli Mücadele’ye Hizmet etti;ancak sürgünden kurtulamadı…......Fehime Sultan.
Milli Mücadele’de hayatını riske atarak Milli Mücadele’ye Hizmet etti;ancak sürgünden kurtulamadı…
Fehime Sultan…
İyi Okumalar..
Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da Milli Meclis’i açmıştı nihayet..Fakat önemli ölçüde hissedilen bir eksilik vardı;istahbarat.
Yazının başlığı olan Fehime Sultan’la ne alakası var der gibisiniz? Hemen anlatayım ancak Fehime Sultan’ın tarjik hayatıyla ilgili birkaç paragraflık bilgi aktarmadan olmaz…
Fehime Sultan, Sultan Hamid’in Saray’a alıp maaş bağladığı V.Murad’ın üç kızından biriydi;diğerleri Fatma ve Hadice Sultanlardır.
Güzelliği kız kardeşi kadar değilse de zekası ve kabiliyeti sadece kız kardeşiyle değil,Saray’daki diğer kızlarla kıyas kabul edilmeyecek derecede fevkalade idi.
Evlilik yaşları gelen kızlar bir bir evlendirildi. Fehime Sultan da mâbeyn şifre kâtiplerinden Ali Gâlib Paşa (1871-1950) ile evlendirildi. Ali Galib bey iyi derecede Fransızca ve Arapça ve Farsça bilen aydın nitelikli bir zattı, Sultan Hamid kendisini kısa süre sonra vezir yapıp Şûrâ-i Devlet’e tayin etti.
Evlendirilen kızlardan diğer ikisi bu evlilikleri kendilerine layık görmemişlerdi. Bunlardan Hadice Sultan, bunu öyle bir takıntı haline getirdi ki yaptığı skandallarla babasının bile kahrolup ölüm döşeğine girmesine sebep oldu.
Fehime Sultan da pek farklı duygulara sahip değildi. O da zevcini beğenmemiş ve ondan boşanmayı düşünmeye başlamıştı. Boşanmaya direnen Galip Paşa, sonrasında kabul etti. Zaten kendisi Meşrutiyetten sonra açığa alınacak ve kısa süre sonra vefat edecekti.
Boşandıktan hemen sonra Behçet Bey’le evlenen ancak Saray tarafından evlilikleri onaylanmayan Fehime Sultan, Saray’da itibar edilen biri olmaktan çıkarıldı nerdeyse.
“1924 tarihli kanunla Osmanlı hanedanının 7’den 70’e bütün ferdleri sürgün edildi. 49 yaşında sürgüne çıkan Fehime Sultan’ın gurbet hayatı, ablası Hadice Sultan’dan da fecidir. Evvela, sarayını ve eşyasını 3 gün içinde yok pahasına elinden çıkararak, zevciyle beraber Viyana’ya gitti. Sonra hânedan âzâlarının çoğunun yaşadığı Nice’e yerleşti.”
“Sürgünde iken, hasret kaldığı vatanına hitâben bir mektup yazdı ise de Türkiye’de neşrine müsaade edilmedi. Türkçe olarak Mısır’da bir gazetede neşrolundu. Bu acıklı hitâbe, biçare Sultan Efendi’nin vatanperverliğinin de delilidir.”
Sultanın eşi de bu süreçte Sultan’a bir darbe vurdu. Fransa’da, Rue de Congrés’de bir dükkan açma bahanesi ile Sultanın elinde kalan parayı almaya muvaffak olan damat, burada bir dükkanın önünde dondurma satmaya başladı ve bu sırada da tanıştığı bir Fransız tezgahtar kızla beraber, Sultan’ı terk edip gitti.
Amcaları tarafından evlendirildikleri kısmetleri, aşağı görüp beğenmeyen bu iki kız kardeş sultanın, kendi bulup beğendikleri damatların da hem seviye bakımından kendilerinden aşağı, hem de soy bakımından oldukça basit olmaları adeta ibretlik bir gerçekliktir.
Terk edilen Fehime Sultan, Nice’te beş parasız kalmıştı. Yemek yiyecek kadar bile parası kalmamıştı. Kendisini hiçbir zaman terk etmeyen zenci cariyesi(hizmetlisi) onun için sokak sokak dolaşıp para topluyordu. Topladığı para da ancak o günün bir tas çorbasını karşılayabiliyordu.
Tarihler 15 Eylül 1929’u gösterdiğinde, Sultan verem hastalığına yakalandı ve kısa süre içinde 54 yaşında vefat etti.
Behçt Bey ise Türk vatandaşlığına tekrar müracaat etti ve kabul edilince yurda döndü ve de 1960’a kadar yaşadı.
Sultanların kaldıkları Yalılar birer birer yok olup gitmişti.
Esma Sultan Yalısı tütün deposu olarak kullanılırken yandı. Şimdi dört duvarı kalmıştır. Fehime Sultan Yalısı, yetimhane, tütün deposu ve Gaziosmanpaşa ilk mektebi olarak kullanıldı.
Sabotaj olduğu düşünülen bir yangın ile harab oldu. Hadice Sultan Yalısı da Yüzme İhtisas Kulübü faaliyet göstermiştir. Şimdi kıymeti 100 milyon doları aşan iki yalı, otel olmak üzere restore edilmektedir. Fatma Sultan Yalısı ise Boğaz Köprüsü’nün ayağı altında kalıp yıktırılmıştır.
Gelelim Kurtuluş Mücadelesine hazırlık dönemindeki rolüne..
O dönemde Ankara’nın istihbaratı oldukça zayıftı. Her ne kadar yüzeysel istihbari bilgiler gelse de , devletin gizli haberleşmelerine ihtiyaç vardı ve bu ihtiyaç için arayışa gidilmişti. Bu arayış nihayet sonuçlanmış ve Zekai Bey arkadaşlarının yanına gelerek sevindirici haberi vermişti:
“Arkadaşlar, istediğimiz gibi çok iyi bir elemanımız var artık!” demişti.
Arkadaşlarının meraklı bakışları karşısında bu kişinin V.Murat’ın kızı Fehime Sultan olduğunu açıklayıverdi. Sonraki konuşmalarında ise;
Fehime Sultan’ın zaman zaman kılık değiştirerek ziyaretlerine geldiğini,Vhdettin ve Hükümetinin teslimiyetçi politikalarını beğenmediğini söylediğini, Mustafa Kemal Paşa’nın başlattığı harekete hayranlık duyduğunu tekrar ettiğini ve kendilerine önemli bilgiler verebileceğini söylediğini aktardı.
Zekai Bey’in getirdiği bu bilgi arkadaşları arasında sevinçle karşılanmıştı.
Zekai Bey Fehime Sultanla zaman zaman Sşirkeci’de bir dükkânda buluşuyor ve önemli bilgiler aktarıyordu.
Bunlardan bazıları şöyleydi:
“İşgal kuvvetlerinin adamı olan bir papaz ve iki subayın Damat Ferit ve Padişah’ı büyük bir gizlilik içinde ziyaret ettikleri,
Padişah’ı Damat Ferit’in yönlendirdiği,
Baha Sait ,Miralay Esat ,Yüzbaşı Esat,Aziz Hüdai,Komodor Nazmi ve Eyyüp Beylerin millici olduklarının saray tarafından bilindiği,
Bazı şehzade, sultan ve damatların hükümetin politikasını beğenmedikleri, Abdülmecit Efendi ile Damadı Celal Mehmet Şerif Beylerin de bu konuda Padişah, Damat Ferit ve Sabiha Sultanla tartışarak aralarının açıldığı,
Damat Ferit’in Sait Molla ve Seyit Abdulkadir ile anlaşarak halkı TBMM’ye karşı ayaklandırmak istediği,
Bazı yabancı devletlerin petrol bölgeleri ile gizli görüşmeler yaptıkları,
Mebus Nazmi Bey’in ,Damat Fert’in adamı olduğu ve TBMM’nin çalışmalarını engellemek için Halk İştirakıyyum Fırkası’nın kurulmak istendiği,
ÇÇerkez Erhme’in getirilerek Milli Mücadelecilerin karşısına çıkarılmak istendiği,
Binbaşı Henri’nin , Blanda takma adını kullanarak gazeteci veya tüccar kimliği ile Anadolu’ya gönderilmek istendiği,
Tito isimli bir Sırp binbaşısının takma adla Anadolu’ya geçmeye hazırlandığı (Tito daha sonra Çekoslovakya Devlet Başkanı olacaktır)."
Fehime Sultan’ın istihbari çalışmaları oldukça faydalıydı. Saraydaki şifreli yazışmaları dahi Milli Mücadelecilere aktarmaktan çekinmemişti. Ve Sultan, sürgün edilene kadar hiç aksatmadan bu istihbari faaliyetleri sürdürdü..
Ne var ki bunca riskli hizmetlerine rağmen diğer hanedan üyeleriyle birlikte sürgün edildi ve sürgünde sefalet içinde vefat etti…
Yorumlar
Yorum Gönder