Kazan Devrildi, Ocak Söndü.. Vakay-i Hayriyye      -- Bölüm 1---

 Kazan Devrildi, Ocak Söndü..

Vakay-i Hayriyye

     -- Bölüm 1---

Devir  Yeni çeri isyanıyla tahta çıkma ya da yine bir yeniçeri  isyanlıya tahttan çekilme devri. Osmanlı'nın acılar içinde kıvrandığı dönemleri yaşıyoruz. 

Yine bir yeniçeri isyanıyla tahta çıkan Sultan II.Mahmut'un aklından geçenleri okusalardı yeniçeri  çavuşları ve üst rütbe zabitleri derhal parçalarlardı  hanedandan demeden Sultan Mahmut 'u.

Ancak seleflerne  hiç mi hiç  benzemiyordu Sultan Mahmu .Ne tecrubesizdi merhum Genç Osman gibi   ne de tedbirsizdi III.Selim gibi. Kendi sırrını sakladı kendinden adeta. 

Zaman geçtikçe doğrudan veya dolaylı olarak kaldırdı bir bir gücüne gölge düşürenleri. 


 Önce Alemdar Paşa'yı  yanlız bıraktı katil sürüleriyle sonra sürgün etti çeşitli bahanelerle yeniçeri rutbelilerini bir bir.


Ocakta çıkan her karışıklığı fırsata çeviren Sultan Mahmut  çeşitli bahanelerle sevmediklerini, ihanet rüzgarından eğilip bükülenleri  sürgüne yollamaya  taa 1810'larda başlamıştı. 


Bunlardan biri yeniçeri ağalığıydı. Çağırdı Ağa Hüseyin Paşa 'yı huzuruna. " Ağa  ağa  hançerini benim arkamdan sırtıma saplayacak kadar cesaretlimisin?" Diye sordu.  Beti benzi sarardı Hüseyin Paşa 'nın.  Oysa padişahın en yakını en sadık olanıydı. En azından o öyle düşünüyordu.  Ancak soğuk kanlı olma zamanıydı onun için.  Bu bir imtihandı belki de.


 Bir kıpırdamayla kendini topladı.  " Bırakın sırtınızdan hançerlemeyi yanlışlıkla da olsa koparırsam kaftanınızın bir düğmesini onu koparan eli keser eli taşıyan kolu kırar, kolu tutan omuzu ezerim."


Bu cevap kafasının içinde  yapacaklarını saklayan Sultana derin bir nefes aldırdı.  "Görelim bakalım ne denli erisin sözünün " der gibi verdi yeniçeri ağalığını.  


Tedirgin olan Ağa Hüseyin Paşa, sultanının başına bir iş gelir endişesiyle tereddüt etse de görevi kabul etmedi. Zira Sultanın emriyle bir çok çürük ayıtlamıştı önceki  görevinde.  Sultan " Paşa sen içini rahat başını dik kılıcını hazır tut." Diye güven verdi paşaya. 


Yakınlık gösterdiği ancak ihanet şerbetini içmiş(!) topçu ve arabacı ocak ağalarını da bir bahaneyle uzaklaştırdı görevlerinden.   1815'de yeniçeri ağalığını yapan  Seyyid Ahmet Paşa   zaten önemli derecede tasfiye hareketinde bulunmuştu. 


 Aslında Sultan Mahmut bir yandan zorbalarla muhabbetini eksik etmezken diğer yandan bindikleri atların nallarını, oturdukları kışlaların altını oymaya çoktan  başlamıştı Seyyid Ahmet 'le.


Şimdi bir Seyyid Ahmet  daha gerekliydi onu da buldu. Ağa Hüseyin  Paşa. 


Yeniçerilerin Rum İsyanındaki beceriksizliğini fırsata çeviren Sultan, yeniçerileri bu isyanı bastıran Mehmet Ali Paşa 'nın askerleriyle kıyaslanması için ve halkın da bu tartışmaya dahilolması için istihbaratını iyi kullandı.  


Her yerde Yeniçerilerin beceriksizliği  konuşulur oldu. Bu Sultan Mahmut 'un  istediği bir şeydi.  Sıra  her fırsatta  kendi çıkarı için zorbalara cesaret veren ulama sınıfına gelecekti.  Kesenin ağzını açtı sultan.  Bazısını satın alırken bazısını  görevden aldı.  Bazılarını nasihatle kendine bağlarken,  nush ile uslanmayan bazısını da  kötekle getirdi yola.


Gizli bir divanda " sultanım zaman kıvama geldi. Emredin  zorbaların idamıyla başlayalım işe " diyen Hüseyin Paşa 'nın teklifi reddedildi.  Sultan  Mahmut belli ki tedbirlerde bir açık bulmuştu.  Çağırdı  Celaleddin Ağa 'yı  huzura:

" Ağa, derhal 51 yeniçeri ortasından  150'şer kişi   ayır  ve yeni usülle talimlere başla"


Muhtemelen Sultan, aylar öncesinden hesap kitap yapmıştı. Bir yandan yeni usül ve sadık asker yetiştirecek diğer yandan bunları da ocaktan seçerek ocağın tepkisini almayacaktı.


 Nitekim bu oluşuma da Eşkinci Ocağı dendi. Ocağın kuruluşuyla ilgili fermanda  yeniçerilerden övgüyle bahsediyordu sultan.Ancak  hiç bir şey ne göründüğü gibiydi,  ne de yazıldığı gibi.


Biraz uyanık ve biraz daha aklı zorbalığa erenlerden bazıları isyan için  At Meydanı 'nda topladıysa da kendiliğinden dağıldılar. Dağılırken  göz dağı vermeyi de ihmal  etmediler..

"Bize teklif edilen tâlim hâşâ kâfir talimidir  Biz keceye  pala çalar, testiye kurşun  atarız. Kâfir talimi etmezüz" diye bağırıyorlardı sağa sola. Padişahın kulağına gitsin, iyice girsin beynine diye. 


Denediler muhtemelen devlet ricalini.  "Nitekim sadrazam Benderli Selim Paşa  tedirgin olduğunda  Ağa Hüseyin Paşa itidal tavsiyesinde bulunup   'Müttefikan  verilen  karardan birimizin  dönmesi, hepimizin  imhasına sebep olur'." Diyordu.  Sadrazam nasıl tedirgin olmasın ki. Bu zorbalar öldürmekle kalmıyorlar  adamı parçalıyorlardı. Kaldı ki ocağın İstanbul merkezinde olması da ayrı  bir garabetti. Çünkü  bu zorbalar  halkı süreç içinde  sindirmişti.  Özellikle  "esame"lerle geniş kütleler elde etmişlerdi. 


Tarihler Haziran 1826'yı  gösterdiğinde  Yeniçerilerin isyan hazırlığında oldukları haberi geldi  ıstihbarat vesilesiyle saraya . Gizlice  hazır olmaları emri iletildi  Kumbaracı, lağımcı ,topçu  ve diğer ocakların subaylarına. 


İstihbarat sağlam bilgiylegelmiş olmalı ki bir gün sonra  Yeniçerilerin At Meydanı'na toplandıkları görüldü. O günün aksamı  Celaleddin Ağa 'nın  konağını  bastılar lakin kimseyi bulamayınca bir güzel talan etmekle yetindiler. 


Gözü dönmüş katil sürüsü gibi  sadrazamın konağına yönelen zorbalar  sadrazamı da bulamadılar yerinde.  Aslında çok önceden tedbirler alınmıştı.  Bu bulamayışların bir tesadüf olmadığını düşündükçe  zorbalar  soğuk terler akıtmaya  başladılar. 


İstedikleri olmuyordu bir türlü.  Sokak sokak dolaşıp  salyalarını akıtarak " Eşkinci  için  emir ve fetva  verenleri çocuklarıyla beraber parçalayacağız. Ocağın namını kıyamete kadar kaldırmayacağız. Hacı  Bektaşî Veli ocağını uyandıracağız.Istemezüüüük!" Diye bağırıyorlardı .


Tabi Sadrazam bu arada  "boğaz muhafızını emrindekilerle yalı köşküne çağırmış ve kendisi de yalı köşküne  doğru yola çıkmıştı."


Padişah ' haber salındı  onun da buraya gelmesi istendi. Şeyhül Islam'ın ve diğer ulemanın da gelmesiyle  büyük  bir  divan tertiplenmiş oldu....

--Fkd--

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..