Hollandalılar Sömürgecilik Tarihini / Coen Zihniyetini Sorguluyor..

 

Hollandalılar Sömürgecilik Tarihini / Coen Zihniyetini Sorguluyor..

Geçen yıllarda (2017’de başlayan araştırma) Hollanda sömürgeciliği için yapıl araştırmaya göre, Endonezya'nın bağımsızlık savaşı sırasında, Hollanda’nın geniş bir çapta yapısal olarak aşırı şiddet kullandığı raporlanmış  ve Lahey yönetimi de bunu onaylamıştı. Hollanda Başbakanı Mark Rutte de özür dilemişti hemen ardından.

Şimdi konu tekrar Hollandalıların gündeminde ve rapor nedense hiç olmadığı kadar dalga dalga yayılmakta.

Evet; Hollanda bir zamanlar dünyanın en önemli sömürge güçlerinden biriydi.

Ticaret şirketleri West India Company (Batı Hindistan Şirketi) ve United East India Company (Doğu Hindistan Şirketi) aracılıklarıyla Amerika’daki bölgelerin büyük kısmı  ve Asya kıtasında sömürgeciliğin en acımasızını uygulamışlardı.

Ülke ayrıca transatlantik köle ticaretinde önemli bir rol oynadı: Batı Afrika'dan yaklaşık 550.000 kişi Hollanda gemileriyle Amerika'ya getirildi. Bugünkü Endonezya'da da tahminen 600.000 ila 1 milyon insan köleleştirildi.

Geçmişteki vahşet, Hollanda halkı tarafından ancak yavaş yavaş öğreniliyor. Geçen yıl yapılan bir ankette, ankete katılanların yüzde 50'si sömürge geçmişini "gurur duyulacak bir şey" olarak nitelendirmişti.

Raporda öne çıkan başlıklar  ““Endonezya'da Bağımsızlık, Dekolonizasyon, Şiddet ve Savaş, 1945–1950” gibi başlıklar olmuş.

Yargısız infazlar, elektrik çarpması ve “sahte infazlarla işkence.” Raporda en fazla yer alan konulardı.

Ayrıca Tutukluların sorgularının bitiminden sonra kurşuna dizilmesi, toplu keyfi tutuklamalar, köylerin ateşe verilmesi gibi uygulamalar da ağırlıklı biçimde ele alınmıştır.

Yani Endonezya’nın bağımsızlık mücadelesini bastırmak için Hollandalılar on yıllardır gizlenen “sistematik işkenceleri” kullandıkları, raporda kapı gibi ortaya konmuş.

Endonezya’nın devrimci lideri  Sukarno Pancasila diye bilinen “Beş İlke”yi (tek tanrıya iman, adil ve modern toplum, Endonezya'nın birliği, demokrasi, sosyal adalet) harekete geçirerek Japonya’dan bağımsızlığı talep etmiş, Japonlar yenik çıktıkları 2.Dünya Savaşı sonrasında bu talebe karşı tarafsız kalmayı tercih etmişti. Bunun üzerine ülkelerindeki bir diğer sömürgeci güce karşı, Hollanda’ya karşı amansız bir mücadele verdi ve nihayetinde 27 Aralık 1949'da bağımsız bir Endonezya kurmayı başardı.

Bu mücadele sırasında sömürge sisteminin temsilcilerine ve işbirliği yaptığından şüphelenilen kişilere saldırılarda bulunmuştu. Hollanda birlikleri ise “eski güç dengesini yeniden sağlamak için güç kullanmaya” çalışmış, 100.000 Endonezyalı ve 5.000 Hollandalı askerin hayatına mal olmuşlardı. Olağanüstü bir “polis gücü” kullandıkları için   "Polis eylemleri" terimi buradan gelmiştir.

Hollandalılar geçtiğimiz aylarda Endonezya’da yağmalanan eşyaların sergisini açmıştı. Şimdi bu sergi yine ülke gündeminde. Çünkü sergide bazı şeyler değişmişti; yağmalanan eşyalar, Japon askerlere mal edilmiş önceki sergide verilen mesajın tersi olarak.

Sömürgeci tarihleriyle gurur duyan Hollandalıların sayısı oldukça fazla. Aksine bundan rahatsızlık duyanların sayısı da oldukça az. Bu “az”lardan biri de  Reggie Baay.

2015 yılında, ailesinin doğduğu ülkedeki kölelik hakkında Daar werd wat gruwelijks verricht (Orada korkunç bir şey yapıldı) kitabını yayınladı.

Başlık, Doğu Hindistan Şirketi'nin” Endonezya'da "harika şeyler yapmak" isteyen kötü şöhretli valisi Jan Pieterszoon Coen'den bir alıntıya göndermedir .”

Reggie Baay, “olayların üstünden 70 yıl geçmesine rağmen Hollanda Hükümeti sorumluluğu her defasında reddetti.” Diye şikâyette bulunuyor.

Baay, sadece bağımsızlık mücadelesi sürecinde değil daha öncesinin de olduğunu "Bundan önce, özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren bağımsızlık arzusuna karşı sert adımlar atılan 350 yıllık bir sömürge dönemi yaşandı." Şeklinde dile getiriyor.

Özellikle eski başbakanlardan Jan Peter’i şiddetle eleştiriyor. Eski Başbakan’ın, ülkenin yeniden Hindistan Doğu Şirketi zihniyetine dönmesini savunması ne acıdır” şeklinde eleştirir.

Hollanda da” savaşsız ticaret yapılamayacağı” görüşünde olan, “kasap” lakaplı Coen gibileri savunan, elit kesimin varlığı sömürge karşıtı Hollandalıları oldukça tedirgin ediyor.

Coen tam bir “kasap” figürdü. Birleşik Doğu Hindistan Şirketi'nin tüccar yardımcısı olarak göreve başlamıştı. Ve ilk görevi Ümit Burnu'nun doğusundan Güney Amerika'ya bir yolculukla başlamıştı.

1610'da Hollanda'ya döndükten sonra Coen, şirketin yöneticilerine Güneydoğu Asya'daki ticaret olanakları hakkında önemli bir rapor sundu. Bu rapor sonucunda, 1612'de yeniden baş tacir rütbesiyle denizaşırı gönderildi.

 Ağustos 1613'te bir geziden sonra "Baharat Adaları'nda (yani Moluccas'ta) şirketin Java'daki Bantam'daki görevinin başına atandı ve Kasım 1614'te şirketin Asya'daki ticaretinin genel müdürü oldu."

Sık sık Endonezya prenslerine yerli rakiplerine veya diğer Avrupa güçlerine karşı yardım etti ve karşılığında şirket için ticari tekeller verildi.

Bu şekilde Hollandalılar, ağır askeri ve deniz yatırımları pahasına, bölgenin zengin baharat ticaretinin kontrolünü yavaş yavaş ele geçirdiler.

Bu arada, Hint Adaları'ndaki Hollanda tekelini tehdit eden İngilizlerle ilişkiler kötüleşti.

Endonezya’nın Java adasındaki İslami bir krallık olan Bentam Sultanlığını ele geçirdi. Buradaki İngilizleri geri çekilmeye zorladı.

Coen, 30 Mayıs'ta İngiliz yanlılarını  Jacatra'dan çıkmaya zorladı, "şehri yaktı ve yıkıntıları üzerine Hollanda'nın Batavia şehrini( Diğer adı Cakarta’dır. Endonezya'nın başkenti ve en büyük şehridir.) kurdu."

Bu sırada “Amboina Katliamı”nı gerçekleştirdi. Bu katliamda 10 İngiliz, 10 Japon ve bir Portekizli Coen tarafından infaz edilmişti. Zaten u infazdan sonra Hindistan üzerinde İngilizlerle Hollandalılar birbiriyle savaşmaya ve İngilizlerin Hindistan’daki etkinliği de kırılmaya başladı.

Savaşsız ticaret olmaz düşüncesiyle en yakın müttefiklerini gözünü kırpmadan arkadan vuracak kadar gözü dönmüş biriydi Coen. Hayatı boyunca öldürdüğü müttefiklerinin sayısının fazlalığını düşündüğünüzde sömürge halkına yaptıklarını düşünmek bile istemesiniz.

İşte günümüzde Coen zihniyetinin halen Hollanda’da, sözde özgürlükler kıtası Avrupa’da varlıklarını sürdürüp kendilerini hatırlatması aslında geleneksel Batı sömürgeciliğin her an yeniden hortlaması anlamına geliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..