Eko-Kolonyalist Sistem

Küresel İklim Krizi Eko-Kolonyalizm İçin bir Araçtır..

"Eko-Kolonyalist" Sistem

Yeni moda sömürgecilikle tanışın: Eko-kolonyalizm.

Bu kolonyalizmin özünde Afrika hükümetlerine fosil yakıt stoklarını yeraltında tutma baskısı var.

Batılılar Afrika ülkelerine doğalgaz ve kömürü toprakta tutmaları için çağrıda bulunurken, Almanya'nın kendisi Güney Afrika'da  gizlice satın alıyor.

AB Parlamentosu Uganda'da keşfedilen petrolü 1.500 kilometre uzaklıktaki Hint Okyanusu kıyılarına taşıyacak hazırlığı yapılmış boru hattının faaliyete geçmemesi için baskı yapıyor.

Düşünün; 1,3 milyar Afrikalının neredeyse yarısının elektriğe erişimi yok

Aslında bu tün bu kısıtlamalar Küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama bahanesiyle yapılıyor. Amacın ne olduğunu okuyan araştıran herkes bilir.

700 Milyon insanın aç kaldığı Afrika'daki petrol rezervlerinin 125 trilyon varil olduğu biliniyor ve doğalgazın 18 trilyon metreküp olduğu da söyleniyor

Şimdi bakın;

En büyük doğal gaz yatakları, yoksul Mozambik'te, toprakları işletilemeyen sözde "çorak" Namibya'da, Moritanya'nın çöllerinde olduğu bilim adamlarınca bilinmiyor mu?

Küresel Isınma bahanesi ile yaklaşık üç trilyon metreküp doğal gazın Mozambik'in kuzey kıyılarında yeraltından çıkarılmasına izin verilmiyor; daha doğrusu Mozambik halkına izin verilmiyor Almanlara ya da Fransızlara değil..

Uganda'ya boru hattının inşa edilememesi için baskı yapan aynı AB’nin Mozambik’teki doğal gaz rezervini “yeşil enerji” diye pazarlamak için reklam yapmasının nasıl bir iki yüzlülük olduğuna siz karar verin.

“Küresel İklim Krizi”  Küresel Kolonyalistlerin son dönemde ürettiği en akıllıca kılıf. Tıpkı 1.Dünya Savaşı sonrası türetilen “Mandater Sistem” gibi.

İşte bu ekolojik-Kolonyalist sistemle Sahra altı Afrika ülkelerinin -iklim değişikliği nedeniyle- önümüzdeki on yılda 1 trilyon Euro'dan fazla borca sokulması, dolayısıyla Avrupa’nın sırtlanlarının pençelerinde kıvranması bekleniyor.( Bu bilgi Uluslararası Borç Adaleti ve İklim Eylem Ağı tarafından açıklanmıştı)

Eko-kolonyalist sistemin ele başı olan Almanya   elektrik santrali dinozorlarını çalışır durumda tutmak için Güney Afrika'dan kömür satın alırken, Ümit Burnu'ndaki devlete kömürden elektrik üretmeyi bırakması için baskı yapmaktan utanmıyor.

Satın alınmış Afrika liderleri ile doğal gaz ve petrol zengini fakir Afrika ülkelerini  yönetmeye çalışan -sözüm ona sömürgesi olmayan- Almanya, sonra Fransa ve n iklim krizi bahanesiyle  “ön kapıdan” fosil yakıtların gün yüzüne çıkarılmasını engellerken “arka kapıdan” yangından mal kaçıranlar gibi bu yakıtları, satın aldıklarına pay vererek çıkarmayı sürdürüyorlar.

Zaten Afrika devlet başkanlarının petrol satışından elde edilecek gelirin ülkelerinin ve nüfusun kalkınmasına harcadıklarını düşünmek saflık olur; neticede halkların durumu ortada..

Bunu görmek için bu ülkelerdeki sonu gelmeyen yolsuzluğa, artan gelir eşitsizliğine, “sosyal gerilimlere ve çevresel felaketlere” bakmak yeterli.

"Zenginlik paradoksu" ya da "kaynakların laneti" diye bir şey var:

Bu paradoksu, çelişkiyi  ifade edenler “Bir devlet petrol veya doğal gaz satışından ne kadar çok kazanırsa, sonuçlar o kadar kötü olur.” Derler. Gerçekten de öylemi? Evet;Afrika’nın şişman yöneticilerine baktığınızda buna katılmamak mümkün değil.

Kongo'nun iklim şefi Tosi Mpanu Mpanu bir New York Times muhabirine şunları söylüyor: "Bizim işimiz ekonomimizi canlandırmak." İşte tam bir “zenginlik paradoksu” ve tam bir iki yüzlülük örneği;çelişki de değil, kolonyalistlerin satın aldığı bir figür örneği.

Çünkü Kongo'nun zengin doğal kaynakları on yıllardır sadece birkaç “şişman kukla yöneticilerine ve onları ayakta tutan kukla yönetimine” yaradı, halkına değil.

Son tahlilde "Küresel İklim Krizi" için ortaya konan hedefin ne amaçla ortaya atıldığı somut örneklerle belli değil mi? İklimdeki değişiklik elbette inkar edilemez ama bu iklim değişikliğini, buna sebep olan ve Sanayi İnkılabı’nın ağababası olan İngiltere gibi gelişmiş ülkeler  Afrika gibi ülkelerin fosil yakıtlarını kontrol altına alarak çözüm bulma arayışı tam anlamıyla kolonyalist, hatta "ekolojik-kolonyalist" bir amaç taşır;ötesini berisini kimse izah etmesin.

 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..