Rubicon Geçildiğinde Armegeddon Kaçınılmaz Olacak..
Rubicon Geçildiğinde Armegeddon
Kaçınılmaz Olacak..
Biden Putin’nin Nükleer Saldırı tehdidini “Kennedy ve Küba
Füze Krizinden bu yana Armageddon ihtimaliyle karşı karşıya kalmamıştık”
şeklinden değerlendirerek bir nevi dünyayı ateşe atabilme kabiliyetine ve vicdansızlığına
sahibiz demek istemiş olabilir mi?
Bizim genel olarak Melhâme-i Kübrâ ya da Kıyamet Savaşı olarak bildiğimiz bu
Armegeddon meselesi mitolojilerde farklı
anlatılarla yer alsa da son kertede hepsinde “dünyanın sonu” anlamına geldiği
muhakkak.
Amerikalılarda "Rubicon'u geçmek" deyimi vardır;
geri dönüşü olmayan noktadan ileri gitmek anlamına gelir.Ve Sezar’a atıfta
bulunulur:
Jül Sezar'ın MÖ 10 Ocak 49 yılında o sırada generallerin
orduları ile birlikte geçmelerinin yasak olduğu Rubicon nehrini geçmesi ve iç
savaşı başlatması olayını ifade eder. Nehri geçen Sezar için savaş kaçınılmaz
oldu. Yani bizim deyimimizle ok yaydan çıkmıştı.
İşte Amerikalıların Rusya’nın yayılmacılığı ve tehdidi
karşısında söylemlerinin arasına sıkıştırdıkları deyim bu; Rusya'nın nükleer “Rubicon'u
geçmesi” durumunda Aremegeddon kaçınılmaz olacaktır..
Putin’in 1945’den bu yana Nükleer silah kullanan ilk ve tek
lider olma arzusu var mı yokmu onu zaman gösterecek ama tarihte böyle hırslı ve
hedefe odaklanan liderlerin nasıl bir aksiyon sergileyeceklerini bilemezsiniz.
Amerikalı uzamanlar buna ihtimal vermiyorlar. Uzmanlar
fırlatma emrinin verilmesi durumunda buna uyulmama ihtimalinin, hatta ülkenin
dört bir yanına dağılmış sistemi organize edememe ihtimalinin de çok yüksek
olduğunu söylüyorlar.
Her ihtimale karşı Amerikalıların Putin’in olası nükleer
saldırısına karşı misliyle cevap verecek bir hazırlığa giriştiği de bilinmiyor
değil.
Neticede ABD
başkanlarına olduğu gibi, Putin'e de nükleer silahları fırlatma yetkisi vermek
için kullanılan kodların bulunduğu bir evrak çantası taşıyan bir yardımcı eşlik
ettiği sır değil.
Rusya’da buna cheget denir;Rus sisteminde, savunma bakanı ve
genelkurmay başkanının kendi cheget'leri var, ama Putin'in onlarsız bir
fırlatma emri verebileceği de bir ihtimal..
Bu cheget’lerin kontrol ettiği silahlar Hiroşima ve Nagazaki’ye
atılan atom bombalarından çok daha etkili olduğu söyleniyor.
Amerikan Bilim Adamları Federasyonu'na (FAS) göre, ABD’nin nükleerden
ziyade taktik silahları var ve daha etkili; B61 yerçekimi bombası. Avrupa'da ve
ABD’de yaklaşık 100’er taktik bomba var.
FAS, Rusya'nın karada, denizde ve havada kullanılmak üzere
pek çok şekil ve büyüklükte 2.000 taktik silaha sahip olduğunu tahmin ediyor.
Silahlar füzelere veya uçaklara konuşlandırılmıyor,
Rusya'nın çeşitli yerlerindeki depolama alanlarındaki sığınaklarda tutuluyor.
Ukrayna sınırında, biri Belgorod'da olmak üzere, Rus askeri
dilinde “Object S” olarak bilinen 12 ulusal depolama alanı bulunuyor. Ayrıca
dağıtım sistemlerine yakın üsleri var. Bir kriz zamanında, savaş başlıkları
ulusal alanlardan üs bölgelerine taşınacak şekilde planlanmış bir yol haritası
mevcut. Ancak şimdiye kadar batı istihbaratı böyle bir hareketin
gözlemlenmediğini söylüyor.
Bazı batı yanlısı algı çalışmalarında bu silahlıların Sovyet
döneminde kaldığı ve Putin’in bu silahlara güveninin olmadığı belirtilse de Putin’i
hafife almanın bedeli on armegeddon
gücünde bir savaşı başlatmak olabilir.
Ama Putin’nin yapabileceklerini göz ardı edip sanrılarıyla
hareket eden ve toplumu sözüm ona sakinleştiren analizcilerin sesleri gür çıkmaya
başladı bile.
Mesela Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü'nde profesör olan
Baev’in "Orada depolanan bu savaş başlıklarının çoğu çok eski" demesi
gibi..
Ya da BM Silahsızlanma Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli
araştırma görevlisi olan Pavel Podvig’in sözleri:
“ Silahlar sağlıklı
çalışmaya bilir. Kaldı ki Putin’in emri sonrası komuta zincirinin yıkılması
ihtimali çok yüksek. Üç gün içinde biteceğini anladığınız bir 'özel askeri
operasyon' başlatma emrini yerine getirmek bir şey" dedi. “Nükleer bomba
atma emrini kabul etmek başka bir şey. Bu tür bir düzenin evrensel olarak suç
olarak kabul edileceğine dair bir his var. Bence hesap değişecek”
Ama gelin görün ki bu ‘sanrıların yanılgıları’ çok ağır
olur. Bu ağrılığı taşıyacak bir dünya yok.
Yani ya Putin olası tüm riskleri hesaplayıp tük kontrolü
üzerinde aldıysa!;ki bu mümkün. İşte zaman Biden ve ekibinin “armegaddon”u
başlatmaları konusunda isteksiz ve sabırlı olacağını düşünmek de saflık olur.
Bunun provası zaten 2016’da yapılmamış mıydı?
Hatırlayın;Obama yönetimi Putin’in nir dizi tehditkar açıklamaları karşısında “savaş
oyunu” adını verdikleri tatbikat gerçekleşmemiş miydi?
Yani ABD demek Biden’ın yaşlı bedeni demek değildir;ABD
demek ‘dünyayı yöneten gizemli ailelerin elleri’ demektir. Ayrıca;bu gizemli
ellerin tuttuğu, ancak etkilerinin test edilmediği ‘armegeddon silahları’nın
test edilmesi için bir fırsat da doğuyordu, ve bu test fırsatı da
değerlendirilmeliydi..
ABD’nin Nükleer silah tehdidini bir başka nükleer silahla bertaraf etmeme ihtimali var mı onu bilemiyoruz. Ama Amerikan kültürü bize varsa dahi bu ihtimalin pek de umurlarında olmadığını göstermeye yetiyor. Halihazırda bir çok senatör Nükleer silahlara karşı başka bir caydırıcı rolü tercih etmek istediklerini okuyor ve duyuyoruz.
Hatta Biden’ın ekibinden Pentagon'un politika şefi Colin
Kahl ve ulusal istihbarat direktörü Avril Haines da bu fikirde olanlardan. Ama
dediğim gibi Amerika ne Başkan’dan ne de Senatörlerden ibarettir;ABD sadece onu
yöneten derin ailelerden müteşekkil bir emperyal güçtür.
O nedenle bu güç var olduğu sürece, ulusal istihbarat
direktörü Avril Haines savaş sona
erdiğinde “Dünyayı Milletvekilleri Yönetmeli” sloganıyla basılmış tişörtler
yaptırma hayalini hiç boşuna kurmasın..
Vesselam..
Yorumlar
Yorum Gönder