Afrika’daki Darbe Dalgası
Afrika’daki Darbe Dalgası
Daha önce Nijer’de yapılan darbenin ve Nijer’deki eksen
değişikliğinin analizini yapmıştım. Aslında o analizde bölgede başka darbelerin
ya da Fransa karşıtı eylemlerin devamının geleceğini de belirtmiştim. Ki öyle
de oldu ve olmaya devam edecek.
Yazımı okumuş olanlar birkaç yıl önce Fransa’nın “Fransafrik politikası”nın sona
erdiğinden bahsettiğimi de anımsarlar.
Macron’un görevde olduğu sürece kendi sömürge sistemi için
aldığı en yanlış kararlardan biri de Fransafrik
politikayı sonlandırması olmuştu. Tabi “yanlışlığı” kendi sömürge
zihniyetleri açısından..
Fransa’nın 21.yüzyıl sömürge anlayışını 21.yüzyıl insanına
göre değiştirmek istediği için bu politikadan vaz geçtiğini açıklamıştı muhtemelen,. Aslında
özellikle Türkiye ve Rusya gibi ülkelerin buralarda daha aktif olması ve
insancıl yaklaşımları Fransa’yı bölge insanına hoş görünme adına adımlar atmaya
mecbur bırakmıştı. Yoksa; ne beklentilerinde, ne zihniyetlerinde ne de
anlayışlarında çok da değişen bir şey yoktu.
Ama bölge halkı, özellikle Sahel Bölgesinin halkları bu zihniyeti de anlayışı da topraklarında
daha fazla istemiyor olmalı ki art arda yapılan darbelerle Fransa yanlısı köklü
aile yönetimleri ardı ardına devriliyor.
Ve bunun son ve sekizinci örneği de Gabon’daki darbe..
Gabon ordusu iktidarı ele geçirerek seçim sonuçlarını iptal
etti ve Ali ben Bongo Ondimba’nın kurduğu hükümeti feshetti ve böylece 40 yıldır
devleti yöneten Bongo Ailesi de şimdilik tarihin tozlu raflarında yerini aldı
veya alacak.
Tabi vakit geçirilmeden Avrupa'da, özellikle de Fransa'da
kınamalar peş peşe yayınlandı. Böylece Afrika’nın Batı etkisinden uzaklaşma eğilimi
bir kez daha icraata dökülmüş oldu. Tabi
bir petrol ülkesi hatta OPEC üyesi olan Gabon’daki darbenin AB ve Fransa için
panikatak krizlerine sebep olması gayet doğal.
Bence darbenin kendisinden daha önemli olan ve aksi bir
durum olmadığı sürece bölgenin kaderini daha hızlı bir biçimde değiştirecek
olan nokta halkın darbecileri el üstünde tutup darbe yapanlarla birlikte
kutlama yapması.
Bu çok şey ifade
ediyor aslında bize; mesela şu ana kadar halka ne yapacağını söyleyen, zaman
zaman dikta eden Fransa’dan halkın ne derece bıktığını. Mesela halkın sadece
Fransa’nın değil diğer AB ülkelerinin kendi kaynaklarını sömürmesinden ne kadar
nefret ettiğini. Dahası yeraltı kaynakları açısından zengin ama halkı fakir
olan bu bölge halkının her şeyin farkında olduğunu
Bu farkındalığın sağlanmasında elbette kendi seçkinlerinin
rolü önemli ama daha önemlisi emperyalizmle mücadelenin en zorlusunu vermiş
olan Türkiye’nin bu yöndeki başarısı da etkili oldu. Nitekim mazlum sömürge
halklarıyla ilişkisini en üst düzeyde tutan bir Türkiye elbette örnek
alınacaktır.
Bir başka etken Moskova tabi.
Moskova elbette Türkiye gibi antiemperyalist bakışla bölgeye
bakıyor değil. Ama bölgede Batı karşıtı faaliyetleri hiç de küçümsenecek gibi
değil. Nitekim BRICS ülkelerinin bu aralar en geniş katılımla toplantı
yapmaları boşuna değil. Ve kimse bu oluşumu 90’ların etkisiz “Bağlantısızlar
Hareketi”yle karıştırmasın.
Zaten Rusya buradaki halkları anti sömürü düzene karşı
hareketlendirmesini gizlemedi hiçbir zaman. Putin zaman zaman üstü kapalı da olsa
bunu dile getirmişti. Mesela ABD’nin istediği gibi at koşturduğu tek kutuplu
dünya düzenine karşı çok kutuplu dünya düzeninden defalarca bahsetti.
Son zamanlarda Rusya’nın bölgedeki devletlere ve halkalara
maddi yardım sözü vermesi hatta borçlarını silme vaadinde bile bulunması ve de
tahılın “amacına ulaşmıyor” diyerek buralara intikali için çaba sarf etmesinin
elbette bir nedeni vardı. İşte o “neden”in sonuçlanmasıdır bu yaşananlar.
BRICS’in genişlemesinden tutun, Moskova’nın yardımlarına, vaatlerine
ve ardı ardına yapılan darbelere kadar ki gelişmeler, bence başarılı bir Afrika
Baharı’nın, çok fazla halk gösterisi yapılmadan gerçekleştiğinin kanıtıdır.
Bakalım ileri zamanlarda Kamerun gibi ülkelerde neler
yaşanacak?
Yorumlar
Yorum Gönder