ABD Planladığı Bölgesel Savaşa Hazırlanıyor.
ABD Planladığı Bölgesel Savaşa Hazırlanıyor.
Amerika sözde endişe duyduğu bölgesel çatışmayı başından
beri planlamıştı. Özellikle Amerika savunma sanayisini tekeline alan
şirketlerin bölgesel çatışmayı planlaamış olabileceğini öngörüyordum.
Gerek, görünürde yayın kuruluşu olan Direc TV adı
altında faaliyet gösteren şirket (görünürde
diyorum; çünkü bu yayın kuruluşunun Amerikan Hughes Uçak Şirketi’ni bünyesine
katması kendi alanında genişlemek istemesinden kaynaklanmıyor zannımca),
gerek ateşli silah üreticilerinden Barrett’ın, gerekse MP5 VE G3 gibi saldırı
amaçlı kullanılan silahların üretimini yapan Heckler & Koch’un ve adını
sanını yazmakla bitiremeyeceğimiz nice silah üreticilerinin bölgesel bir çatışmadan elde edecekleri gelirlerini
düşünürsek bu şirketlerin Amerika’nın Ortadoğu
politikasına şekil verdiklerini de pekala tahmin edebiliriz;başkanları “yaşlı
Biden” da onlar için kamuoyunu “endişeliyiz”
mesajıyla yatıştırmaya çalışan bir kukladan ibaret sadece.
Amerika’nın dış politikasını
takip eden yayınlardan Politico’nun bir değerlendirmesinde ismini sakladığı ve “derin
ve de sağlam” dedikleri kaynaklardan aktardıkları bilgiye göre Biden yönetimi
İsrail-Filistin çatışmasının bölgesel savaşa dönme ihtimaline yönelik
hazırlıklarını tamamlamış durumda. Bu da tabi ki bölgesel savaşın alt yapısının
hazırlık aşamasının bitmiş veya bitmeye yakın olduğu anlamına geliyor.
Haberin kaynağının aktardğına göre ABD Ortadoğu savaşı için çeşitli senaryoları devreye sokmuş bile. Zaten Amerikan kuvvetlerinin Yemen'deki Husi hedeflerine karşı misilleme saldırılar da gelecekte yaşanacak savaşa karşı olası senaryoların bir parçası olma özelliğini taşıyor.
Ayrıca Amerikan
istihbaratı da Irak ve Suriye'de İran destekli grupların ABD'ye ve İsrail’e
yönelik saldırılarına karşı önlemler üzerinde yoğun mesai harcıyor.
Haberin kaynağı Amerika’nın en büyük endişesinin “Kızıldeniz’de
Husiler tarafından bir geminin patlatılması” olduğunu söylese de bence
patlatılacak gemi de patlatacak envanter de hazır.
Yakında Gazze’de soykırım Batı Şeria ve diğer Filistin
bölgelerine de savaş olarak sıçrayacak ve başta Mısır olmak üzere bölgeye yakın
ülkeler istemeseler de kendilerini çatışmaların içinde bulacaklar.Bu durum Amerikan Başkanlık seçimlerinin ana malzemesi tabi ki..
Zaten “yaşlı Biden”ın kulağına, gelecek seçimler için “iç
bünyede” yakıt ikmali kalmadığını ve bu yakıtın dışardan tedarik edilmesi
gerektiğini Amerikan silah şirketlerinin patronları devamlı olarak fısıldıyorlar;duyamadığı
durumlarda ise Trump’ın sopasıyla dürtüyorlar.
Yakın günlerde Pentagon ve İsrail Savunma şeflerinin birkaç defa uzun uzun telefon görüşmeleri yapmışlardı. Eminim bu telefon görüşmelerinin ardından üzerlerine düşen görevleri yeniden gözden geçirmişlerdir.
Bu görev paylaşımında Pentagon’una düşen, İsrail’e silah
temine etme İsrail Savunma Bakanı'na düşen bu silahlarla sivilleri katletme,
Biden ve Blinken’ e düşen İsrail’i aşırıya gitmeme konusunda uyarma..
ABD’nin olası bir Ortadoğu savaşında “organizatör”
olmadığını dünya kamuoyuna iletip algı operasyonları yapması da çok önemli
tabi. Bunun için şimdiden Başkan ve Dışişleri Bakanı'n “sağduyu” veya “Gazze’deki
zorunlu göçe karşı durma” mesajları da bu oluşturulacak algının ilk basamaklarıdır.
En önemli basmak muhtemelen Rusya olacaktır; yani Rusya’nın
bölgedeki milisleri beslediğini ve Amerika’nın bu savaşa zoraki dahil edildiğini ve müdahaleden
başka çaresinin kalmadığını dünya kamuoyuna bildirmek. Bunu kamuoyuna “yedirebilirlerse”
onlar açısından büyük başarı olacaktır.
Unutmayın!Amerika’nın bir konu hakkında “endişe duyması” o
konunun bizzat Amerika tarafından oluşturulduğunun işaretidir. Nitekim
Kızıldeniz’le ilgili “endişelerinin” yavaş yavaş nasıl bir müdahale hazırlığına
dünüşütürüldüğünü görüyoruz.
Bölgede sadece İran destekli Husilerin olduğunu zannetmeyin;
Amerika’nın öyle ya da böyle satın aldığı “Amerikan destekli Husilerin” de
bölgede cirit attığını bilmek lazım.
Amerika’nın düşman veya rakip olarak gördükleri ülkeleri karıştırma
stratejisi sadece Amerika vatandaşı olan CİA’lar üzerine kurulu değil; bizzat o
ülkenin vatandaşları olan”kukla CIA”lar üzerine hatta büyük oranda bunlar üzerine
kurulu bir stratejidir.
Örneğin Ortadoğu’da sözüm ona düşman olarak gördüğü Tahran’la
kapalı kapılar ardından ne tür pazarlıkların yapıldığını Amerika’nın muhalif
gazeteleri çekinmeden yazıyorlar. Bu pazarlıkta
ana aktörler tabi ki sözünü ettiğim CIA’nın İran vatandaşlarından
başkaları değil. Bu CIA beslemelilerin en başında devletin başında bulunan ismi
de olabilir..
Netanyahu’ya söyletilen “Ortadoğu’yu yeniden
şekillendireceğiz” lafı hiç de boşuna söyletilmiş değil. Bu söylemin altı
yukarıda kabataslak anlattıklarımla dolduruluyor. Sadece uygun zaman, uygun
koşullar bekleniyor o kadar..O uygun koşullar geldiğinde Rusya’yı da Ortadoğu
meselesine çekip, bir günah keçisi oluşturarak eylemlerine meşruiyet
kazandıracaklar.
Tabi “kaz”ın diğer ayağı Ukrayna. Ukrayna’daki katliamın ne kadar süreceğinden çok o savaşın yeniden seçilmesine yapacağı katkı ilgilendiriyor tabi ki Biden’ı;daha doğrusu Biden’ın efendilerini.
Biden o nedenle her fırsatta “Ukrayna’daki savaş ne
kadar sürerse sürsün Ukrayna’yı destekleyeceğiz” diye demeçler veriyor.Ukrayna
savaşı da tam bir Amerikan iç poltika malzemesi durumunda.
Trump’ın Ukrayna savaşı için “saatler içinde sona erdirebilirim”
sözü Biden’ı savaş karşıtı kesimlerce zorlasa da bu durum Ukrayna’daki savaşın
Amerikan iç politikasında ciddi bir malzeme olduğunu göstermeye yetiyor.
Zaten Amerika Başkanlık yarışlarındaki “malzemeler” genel
olarak Amerika’nın iç sorunlarından elde edilmiyor, genelde malzemeler” dünya
meselelerinden elde ediliyor; hani ABD dünyanın Süperman’ı ya! O açıdan..
İşin tuhafı da Amerikan kamuoyunun, seçimlerde adayların kendilerine sorunları için neler sunduklarıyla ilgilenmeyip uluslararası arenada bölgelere nasıl ne şekilde müdahale edecekleriyle ilgilenmeleri.
Muhtemelen Amerikan kamuoyu da kendilerini “evrenin seçkin askerleri” gibi görmeye alışmış.
Nitekim
Amerika’da yapılan bir ankette Amerikalıların yüzde 84'ünün en büyük
endişesinin Ortadoğu’da Amerika’nın yanlış hamleleri olduğunu göstermiş, kendi
sağlık, eğitim, ulaşım gelir sorunları ya da en ünlü şehirlerinin her caddesindeki
on binlerce evsiz uyuşturucu bağımlılarına yönelik çözüm önerileri çok
umurlarında değil.
Hatta New York sokaklarındaki binlerce evsiz veya uyuşturucu
bağımlılar arasında anket yapsalar eminim onlar da kendi durumları için değil Amerika’nın dış politikasından
endişe duyacaklar; artık nasıl bir zihin değişikliği başarısıysa..
Yorumlar
Yorum Gönder