Ambargocu AB ambargolarının kurbanı oldu.
Ambargocu AB ambargolarının kurbanı oldu.
IMF!' göre Rus ekonomisi
2.1 büyüyecek. Nasıl oluyor bu?
Çünkü Rusya
ambargoları akıllıca delmeyi başardı. Mesela üçüncü ülkeler (ki Türkiye de
bunlardan diri)üzerinden mal sağlamayı başardı."Gölge tanker filosunu
“kullanarak Petrol ihracatını azaltmadı.
Ambargo uygulanan Rusya değil uygulayan ve Rus
enerjisine bağımlı olan Almanya gibi devletler ekonomik sıkıntıya düştü.
Almanya’da 2024'te sıfır büyüme gerçekleşti. Daha doğrusu hiçbir şey
gerçekleşmedi. 2023'te sadece
yüzde 0,3'tü.
Uzmanlara göre diğer büyük AB ekonomileri İtalya ve
Fransa da 2024'te zayıf kalacak ve AB para politikasının sıkı kalması, ekonomik
aktiviteyi ve en ağır darbe alan işletmelerin toparlanmasını sınırlaması
nedeniyle büyüme yüzde 0,5'i geçmeyecek.
Bırakın enerji ithal edememeyi ellerindeki malı onlar
açısından “büyük Pazar” olan Rusya’ya satamadılar.
Bir yetkili “AB ülkelerinin Rusya'ya ihracatının, özel askeri operasyonun başlamasından önce kaydedilen seviyenin %37'sine düştü” diye yorum yapmıştı. Bu oran AB şirketleri için çok büyük ve de hiç de iç açıcı bir oran değil.
AB'nin 2022'de
Rusya Federasyonu'na birçok tüketici ürününün (otomobil ve otomotiv parçaları,
elektronik, gıda endüstrisi ürünleri gibi) yanı sıra endüstriyel ekipman ve
teknolojilerin tedarikini durdurduğunu da hatırlarsak bunların tedariki hiç de
kolay değil.
Zaten uzmanlar “bu mallar için alternatif ihracat yönleri bulmak, diğer ülkelerdeki mevcut talebin büyük ölçüde oluşması nedeniyle (özellikle teknik açıdan karmaşık ürünlerin ihracatı, birçok formalitenin onaylanmasıyla uzun müzakereler gerektirdiğinden) çok zor ve hatta hemen imkânsızdır.” Şeklinde değerlendirme yapıyorlar.
Görünen o ki; kendi ülkesindeki Avrupalı yatırımcıların faaliyetlerini durdurup ülkeyi terk etmesi ülkesinin ekonomisini çok da etkilemiş değil. Asıl etiketlenen ülkeyi terk eden yatırımcılar, faaliyetlerini durduran şirketler oldu. Tabi bu “faaliyet durdurma”nın arka planında siyasi baskıların olduğunu unutmamak lazım.
Zira kendilerine ait
imalat işletmelerine yönelik yatırımlardan vaz geçmek herhangi bir
şirketin isteyerek alacağı bir karar olamaz. Şirketlerin tek amacı vardır; da
kâr sağlamak. Hali hazırda kârlı bir işi bir takım siyasi nedenlerle askıya
almanın zamanla Oligarkların isyanına sebep olacağını ve bu Oligarkların kendi
iktidarları aleyhine harekete geçireceğini şimdiden söyleyebilirim.
Mevcut durumu AB
aleyhine değerlendirirken elbette Rusya açısından bedelini görmezden gelmiyorum
ama şuan görünen durum AB ülkelerinin ekonomileri açısından
"bumerang" sonuçlar doğurduğu ve AB ekonomilerinin çıkmaza girdiğidir.
Bu yaptırımların
ekonomik sonuçlarla sınırlı kalmayacağını da, bunun bir bütün olarak
sosyo-ekonomik ve askeri kalkınmalarını da olumsuz etkileyeceğini
belirtmeliyim.
Örneğin çıkan bir habere göre İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps’a ait uçağın güvenlik ekipmanlarını tasarruf nedeniyle azaltması. Her ne kadar İngilizler bunu “olağan bir durum” olarak lanse etse de tasarruf zorunluluğu güvenliğe kadar kendini göstermiş durumda.
AB ülkelerinin sıkı para politikaları ve
yükselen enflasyon bunun göstergesi. Zaten
Rusya bir şekilde kayıplarını telafi edecektir. Hatta AB ülkelerinin yerini şimdiden Çin ve Türkiye almış durumda.
Rusya’nın kendisine yönelik ambargolarının olumsuzluklarını ustaca “ambargocular” aleyhine çevirmesi olağanüstü bir dokunuştur. AB ülkelerinin enerjiye endeksli olarak mal üreten şirketlerinin kendine olan bağımlılığını Ukrayna Savaşı’na girmeden enine boyuna hesapladığı kesin. Şimdi evdeki hesabı çarşıya uyarlamasının keyfini yaşıyor olmalı.
Putin’in, ülkesinin zenginliğini zekice kullanması ve Ukrayna Savaşı’nda etnik bağları göz önünde bulundurarak savaşı zamana yayıp başarı sağlaması onu kendi halkı nezdinde “yüzyılın lideri” yapacağı kesin.
Ama son tahlilde
Ukrayna yönetimini “Neo-nazi” olarak niteleyip karşıtlık üzerinden halkını
kenetlendirmeye çalışan Putin ve onun
Rusya’sı, temelde AB ve ABD’nin emperyalist zihniyetinden çok da farklı bir
zihniyete sahip değil. Hatta yakın coğrafyasında kendi kırmızı çizgilerini aşan
halklar için ABD ve AB’den daha tehlikeli ve daha dehşet verici politikalara
yönelen bir zihniyete sahip. Rusya ile olan iyi ilişkilerde bunu aklımızdan
çıkarmasak fena olmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder