Savunma bütçelerindeki artış yeni bir dünya savaşının habercisi mi?

 

Savunma bütçelerindeki artış yeni bir dünya savaşının habercisi mi?

1870 ve 1871’de İtalya ve Almanya siyasi birliklerini kurduklarında o dönemin dünya halkı yaklaşık 45 yıl sonra başlayacak Dünya Savaşını ilk adımının atıldığından habersizlerdi. Ancak Almanya Prusya Krallığı öncülüğünde siyasi birliğini tamamladığında fabrikaları ve makineleşmesi üstü düzeyde dünya siyasetinde önemli bir aktör olarak yerini almış ve makinelerin işletebileceği hammadde kaynakları için İngiliz sömürgelerine göz dikmişti. İşte bu başlangıç yaklaşık 50 yıl sonra yaşanacak dünya savaşının basamaklarının ilki olacaktı.

O demin dünya halkı kendi dünyalarını yaşarken devletlerin gün be gün birbirlerine karşı “denge siyaseti gütmesi ve kendilerine uygun bloklarda yer almak için nasıl anlaşmalar yaptıklarından habersizlerdi; tıpkı günümüzde yaşanan devletlerarası bloklaşmadan habersiz olduğumuz gibi.

Bu dönem bloklaşma ve siyasi gerginliğin 19.Yüzyılın bloklaşma sürecindeki farkı devletlerin veya paramiliter güçlerin sıcak çatışmalarla siyasi manevraları bir arada götürüyor oluşu. 

Bu daha çok Birinci Dünya Savaşı’na giden süreçte yaşananları değil de(Birinci Dünya Savaşı’na giden süreçte sadece siyasi çekişmeler ve sessiz sedasız bloklaşmalar vardı) İkinci Dünya Savaşı’nın yapı taşlarının oturduğu 1929-1939 arası dönemde yaşananları anımsatıyor esasında.

İşte; Rusya-Ukrayna, Çin-Hindistan, Ortadoğu ve diğer bölgelerde yaşanan sıcak çatışmalar esasında  Hitler ve Mussolini’nin 2.Dünya Savaşı arifesinde bir dünya savaşı çıkartmak için yaptıklarından çok farklı değil.

Bugün, Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana savaşın 800'üncü gününde ve savaşın önümüzdeki aylarda silahlanan Orta ve Batı Avrupa'nın diğer bölgelerine de yayılabileceğinden hiç kuşku yok.

Ortadoğu’ya gelince.. Gazze’deki katliamın 210'uncu gününde, Ortadoğu bölgesel bir savaşın içinde ve  bu savaşın büyük bölümü  başat ülkelerce değil paramiliter güçlerce yürütülüyor.Ama şimdilik..

1.Dünya Savaşı’nın sebebi  olan  “klasik sömürgeleşme  yarışının esasında bu dönemde “modern sömürgeleşme yarışı” olarak yine başka bir dünya  savaşının sebebi olması Kapitalizmin dünya halklarını periyodik zaman dilimleri içinde genel savaşlara sürüklediğinin ve bu kapitalist anlayış sürdükçe her yeni asırda bir savaşın yaşanacağının net göstergesidir.

Paris Barış Konferansı’nda ortaya atılan “Mandater Sistem"in getirdiği yeni sömürgecilik anlayışı 1920’lerden bu güne kadar geçen sürede her fırsatta uygulanageldi. O günkü baş aktör İngiltere’nin yerini bu gün Amerika’nın alması aç gözlülükte hiçbir şeyi değiştirmedi.

Dünya devletleri dünya barışını sağlamaya niyeti olan Birleşmiş Milletlerin güvensizliği nedeniyle -BM’yi takmadan- kendi menfaatlerine göre aksiyon almaktan hiçbir şekilde çekinmemeye başladı.

Savuna bütçelerine ayrılan payın haddi hesabı yok. Mali desteklerin insanlığı yaşatmak yerine yok edilmesine ayrılması oldukça vahim bir durum.

 Mesela Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'ne (SIPRI) göre Ukrayna, bütçesinin yüzde 58'ini savunma ve savaşa harcıyor, yurtdışından gelen yardımlarla birlikte savaş bütçesi halihazırda Rus düşmanının savaş bütçesinin yüzde 91'ini oluşturuyor. Burada Amerika’nın savaşın başından beri yaptığı 113 milyar dolarlık ve İsrail’in doğrudan veya dolaylı alacağı 14.1 Milyar doları söylemiyorum bile.

Şunu da belirmekte fayda var: Bu Amerika   yardımları ABD'nin kendi devlet bütçesinden değil de kendi ekonomisinin temel taşı olan Amerikan silah endüstrisinden geliyor ve hal böyle olunca Amerika  için kendi ekonomik gelirinin yanında ölümlerin pek bir anlamı kalmıyor.

Reuters ajansının tahminlerine göre, Rusya'nın askeri harcamaları ise 2023'teki 100 milyar dolardan sonra bu yıl 140 milyar dolara ulaşıyor. İnanılmaz devasa bir bütçe bu. Ve Forbes dergisine göre Ukrayna'nın işgali, işgalin ilk dokuz ayında Rusya'ya 82 milyar dolara mal oldu.

Ayrılan devasa bütçeler insan hayatını yok etmekle kalmayıp sağ kalanların yaşam koşullarını felce uğratıyor. 

Mesela Rusya-Ukrayna Savaşı’nın can kayıpları dışında sadece kendi ülkelerinde değil tüm ülkelerde insan hayatını her açıdan nasıl meşakkatli bir hale soktuğunu görüyoruz. En bariz örneği:  İnsanlığın kullandığı ihtiyaç malzemelerinin nerdeyse tamamının Petrole endeksli olmasının getirdiği buyuk sıkıntılar.

Daha Mart ayında Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Belgorod bölgesinde Rusya topraklarının derinliklerinde ateşe verilen petrol depoları ve rafinerilerinin sadece Rusya’ya değil tüm dünya üzerindeki devletlere olan maliyeti ve bu maliyetin karşılanması için petrol bazlı ürünlerin fiyatlarının nasıl uçtuğuna bakmak yeterli. Buna Rusya ve Suudilerin Petrol üretimine yönelik kısıtlamalarını da eklerseniz varın yaşamın zorluğunu siz düşünün!

Küresel savaş henüz çıkmadan bu savaşa giden süreçteki gelişmelerin bile uluslararası mali ve ekonomik alana ne kadar zarar verdiğini göz önünde bulundurursanız Dünya Savaşı’nın bizzat kendisinin etkisinden ürkmemek mümkün değil.

Tabi Uzakdoğu’daki Çin de boş durmuyor. Tayvan’ı işgal edip ardından Hindistan’a ait Tibet’e göz dikmesinin yanında Amerika'nın küresel hegemonyasını yıkmak için İran ve Rusya'nın yanında yer alıyor;ve 2014'te 131 milyar dolar olan askeri bütçesini de  bu yıl 231 milyar dolara çıkardı.

Aynı şekilde Çin'e karşı askeri açıdan güçlenen Japonya da 2023 bütçesini yüzde 11 artırarak 50,2 milyar dolara çıkardı. 

Geçen hafta yayınlanan SIPRI raporuna göre dünya çapında askeri harcamalar 2023'te 2 milyar 443 milyar dolara ulaşacak. 2023 yılında dünya askeri/savunma bütçesindeki artış 2009'dan bu yana en yüksek artış oldu. Bu bütçenin 1.341 milyar doları NATO örgütünün bütçesi, bunun 916 milyar doları ise ABD'nin askeri bütçesidir. Ama durmadan para basan ABD’nin bile 2023'te devlet açığı 1,7 trilyon dolar.

Savunma ve taarruz bütçelerine fütursuzca ayrılan miktarlar pek yakında dünya genelindeki %46’lık(2 Milyar 500 bin)  yoksulluk oranını çok daha yukarılara çıkaracak ve dünya, içine düştüğü cendereden kurtulmanın yolunu “resetlenmeye” ihtiyaç duyulacak yeni bir dünya savaşında bulacak.(Pek tabi kimsenin temennisi bu değil ama…) 

Bu resetlenme çok uzak bir zamanda olamayacağı gibi çok yakın bir zamanda da olmayacak. Bunun için öncelikle Ortadoğu ve Arap dünyasındaki rejimlerin değişmesi gerekecek.

Ve pek çok ülke,yaşam standardını korumak ve Üçüncü Dünya Savaşı'na hazırlanmak için büyük borçlara girecek;tüm ülkelerde artan faizler nedeniyle yatırımların, büyümenin, yaşam standardının, eğitim, tıp gibi hizmetlerin sağlanmasının sürdürülmesinin olanağı olmayacak.

Tarihte yaşanmış iki büyük dünya savaşının hazırlık aşamasını incelediğimizde gerginliklerin 70 ila 100 yıl kadar alabildiğince sürdüğü ve bu süreç sonucunda da dünyanın gerilmeye dayanamadığını görür,tıpkı 28 Haziran 1914'teki olay gibi birkaç kişiye yönelik suikastle de en zayıf noktadan dünyanın artık kustuğunu anlarız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..