Patlayan cihazlar üzerindeki sis perdesi kalkıyor..

 

Patlayan cihazlar üzerindeki sis perdesi kalkıyor..

Geçtiğimiz günlerde Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve aardından da telsizleri patlamış ve binlerce kişi yaralanmış yaklaşık 40 kişi de ölmüştü. Patlamanın o gün için gün yüzüne çıkan kısmını öldüren “bip sesi” başlıklı yazımda belirtmiştim.

Bu çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığına yönelik ilgileri almamızı engelleyen siz perdesi zamanla dağılıyor ve yeni yeni bilgiler edinmeye başlıyoruz.

Uzmanların hemfikir olduğu nokta cihazların içine patlayıcı konduğuydu. Bu noktada haklı olduklarına yönelik bir şüphe yok. Peki nasıl?

İsrail ajanları tarafından Lübnan’a sokulan bu cihazların zayıf bir noktası vardı;o da bataryalarıydı.

Konuyla ilgili Reuters haber ajansı bir araştırma yapmış ve bu cihazların pillerini incelemey almış. Cihazları söken İsrail ajanlarının pillerden birinin normal pillerden daha küçük olduğunu fark etmişler. Ve derinlemesine  yapılan araştırmalarda bu pilin küçük ama güçlü bir plastik patlayıcıyı ve X-ışınlarında bile adeta görünmeyen bir fünyeyi gizleyen bir pil olduğunu fark etmişler.

Lübnanlı kaynaklara ve fotoğraflara göre, iki dikdörtgen pil hücresi arasına altı gram beyaz pentaeritritol tetranitrat (PETN) plastik patlayıcı içeren ince, kare bir levha sıkıştırıldı.

Kaynak,” pil hücreleri arasındaki kalan boşluğun fotoğraflarda görünmediğini, ancak patlayıcı görevi gören son derece yanıcı bir madde şeridi tarafından doldurulduğunu” söylüyor.

Bomba uzmanları, montajın da  alışılmadık olduğunu çünkü tipik olarak metalik bir silindir olan standart bir minyatür patlayıcıya benzemediğini söylüyor.Ve patlamayı tetikleyen malzemenin hiçbir metal bileşeni de yok. Tabi bu plastik patlayıcılar gibi X-ışınları tarafından tespit edilememsine olanak sağlıyordu.

Aslında bilinenin aksine Hizbullah cihazları denetimden geçirmiş ve kurdukları güvenlik tarayıcılarından da geçirmiş;ama şüpheli bir duruma rastlamamış.

Zaten X Işınları tarafından tespit edilemeyecek şeklde tasarlandıklarını yukarında söylemiştim.

İngiltere'deki Newcastle Üniversitesi'nden lityum piller uzmanı Paul Christensen, bataryada "Hesabı bilinmeyen önemli miktarda kütle var" derken bataryanın içindeki ekstra bir yükten bahsettiği açık. Ve ona göre cihazların pilleri beklenenden çok daha kısa sürede bitiyordu.

Reuters’a göre “Çağrı cihazının güç kaynağı dışarıdan bakıldığında binlerce tüketici elektroniğinde kullanılan standart bir lityum-iyon pil takımına benziyordu. Ancak LI-BT783 etiketli pilin bir sorunu vardı: Çağrı cihazı gibi bu da piyasada yoktu. Yani İsrail ajanları sıfırdan bir arka plan hikayesi yaratmışlardı.”

Yani ajanlar, özel olarak üretilen AR-924 modelini , halihazırda bilinen Tayvanlı bir marka olan Gold Apollo adı altında satarak Hizbullah'ı kandırmışlardı..

Peki Gold Apollo Markası nasıl kullanıldı? O da ilginç..

Gold Apollo'nun Yönetim Kurulu Başkanı Hsu Ching-kuang, çağrı cihazı saldırısından bir gün sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık üç yıl önce eski bir çalışanı olan Teresa Wu ve onun "büyük patronu Tom" tarafından bir lisans anlaşması görüşmek üzere kendisine yaklaşıldığını,  Wu'nun üstü hakkında çok az bilgiye sahip olduğunu ancak onlara kendi ürünlerini tasarlama ve bunları yaygın olarak dağıtılan Gold Apollo markası altında pazarlama hakkı verdiğini söylemişti.

İşte MOSSAD ile bağlantı tam da bu noktada sağlanmış örünüyr,yani Wu üzerinden.. Wu'ya gönderilen çağrılar ve mesajlar da cevapsız kalınca şüphelerin bu yönde yoğunlaşması gayet normal.

Cihazlar internet üzerinden satılamadığı için Wu’nun girişimi ya da arabuluculuğuyla paravan bir şirketle piyasaya sürülmüş olma ihtimali yüksek.

 Hizbullah’ın yaptığı araştırmalara göre “İsrail ajanlarının Hizbullah'ın tedarik yöneticisinin AR-924'ü seçmesini sağlamak için nasıl agresif bir satış taktiği kullandığını ortaya çıkarmış.” Teklifi ileten satış elemanının çağrı cihazları için çok ucuz bir teklifte bulunduğunu ve "kendisi ikna edilene kadar fiyatı sürekli düşürdüğünü" söylemiş.

Bu cihazların sırrı çözülmek üzere ancak bataryaların nerde üretildiklerine yönelik hiçbir bilgiye rastlanılamadı.

İsrail bu saldırıyı üzerine almamış olsa da tüm dünya MOSSAD’ın operasyonu olduğunu biliyor tabiki. Zaten patlamalardan kısa süre sonra  İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın durup dururken MOSSAD operasyonlarını övmesi tesadüfi değildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..