Luther’in Yahudi Bakış açsı ve Lutheran Kilislerinin utancı..
Luther’in Yahudi Bakış açsı ve Lutheran Kilislerinin
utancı..
Tarihte yaşamış bir figürü siyaseten ya da sosyal bir figür
olarak kahramanlaştırmak istiyorsanız ona, bilinen ilgi alanının dışında
insanlık tarafından genel geçerliliği olan,ruhu okşayacak bir takım özlü sözler
isnat eder ve onun çok yönlü bir hoşgörü sahibi olduğunu ilan edersiniz.
Mesela Martin Luther’e atfedilen “Yarın dünyanın sonunun
geleceğini bilseydim bile bugün bir elma fidanı dikerdim” sözü gibi. Bu sözün ona ait olup olmadığını bilemeyiz ama
gençlere son kertede Avrupa’da köklü bir
değişime neden olan bir mücadele verdiğini düşündükleri Luther’in bu sözüyle en
derin umutsuzluklardan bile yeni umutlar çıkarabileceği izlenimi vermek
isterler.
Konu gençlik olunca 19 Yüzyılın Siyonistleri,16.yüzyılın
Luther’ini kendilerinden biri olarak göstererek Protestan gençlik üzerinde
etkili olmaya çalıştılar ve aslında büyük ölçüde başarılı olup onları birer
Yahudi sempatizanına dönüştürdüler. Yahudilerin dünya siyasetinde ya da
ekonomisinde etkili olmaları onların nicelik olarak fazlalıklarından değil
sempatizanlarının fazlalığından kaynaklanıyor elbette.
Pe ki Luther Yahudilerle ilgili ne düşünüyordu?
Aslında Luther’in Yahudi veya Yahudi sempatizanı olduğu
yönünde bizim tarihçiler arasında bir takım iddialar mevcut. Tabi bu
iddialarını dayandırdıkları nokta Luther’in ilk başkaldırışı dönemlerinde
Yahudilerle ilgili olumlu cümleler kurması ve onları adeta yücelmesi..
Mesela Luther 1523'te "İsa'nın Yahudi Olarak Doğduğunu"
başlıklı bir makale yazmış ve Roma Katolikliğini "Yahudilere insan olmaktan
çok köpekmiş gibi davrandığı; onlarla alay etmekten ve mallarına el koymaktan
başka bir şey yapmadıkları" için sert bir şekilde eleştirmişti..
Tabi sonraki dönemlerde Luther’in Yahudilerle ilgili
düşüncelerine bakacak olursak Lauther’in amacının Yahudileri topluca
Hristiyanlaştırmak olduğunu anlıyoruz. N
Nitekim uzun yıllar boyunca Yahudi güzellemesi yapan Luther’in
bu beklentisi gerçekleşmeyince en azılı bir Yahudi düşmanlığına soyunuyor ve 1537'de
Yahudilerin Saksonya'dan kovulmasında önemli faktör oluyor. Hatta 1543'te Yahudiler
ve Yalanları'nı bile yayınlıyor. Bu 65000 kelimeden oluşan bir tez.
Bu tezde sinagogların, Yahudi okullarının ve evlerinin
yıkılmasını, hahamların vaaz vermesinin yasaklanmasını, Yahudilerin otoyollarda
yasal korumasının kaldırılmasını ve paralarının müsadere edilmesini talep diyor
Luther.
Sonraki yazıları Adolf Hitler’e rahmet okutacak cümlelerini
içeriyor. Mesela 1444’de başka bir yazısında Yahudilerin “aşağılık, fahişe insanlar, yani Tanrı'nın halkı olmadıklarını ve soy,
sünnet ve yasayla övünmelerinin pislik olarak değerlendirilmesi gerektiğini”
belirtiyor.
Yahudileri Hristiyanlaştırmamanın verdiği kızgınlık ve nefret o kadar belirgenlişiyor ki bunlarla
ilgili son yazının başlığı “Yahudilere karşı son uyarı” oluyor.
Bir çok Yahudi tarihçilerine göre konu Yahudiler olunca
Luther’in sözlerindeki şiddetin yanında müstehcenliği ve galiz küfürleri
yenilir yutulur cinsten değildi.
Aslında Nazi konusuna şöyle bir eğildiğinde, Nazilerin
Luther’den ilham aldıklarına dair bir çok işaret görülüyor.
Mesela Deutsche Christen olarak bildiğimiz Protestan Alman
Evanjelikler Luther’in Yahudilerle ilgili düşüncelerini ve yazılarını bolca
işlemişlerdir. Zaten daha sonra Yahudi düşmanlığıyla bilinen Alman Hristiyanlar
Gurubunu kuracaklar ve ülke çapında
(Hitler iktidarından önce) Yahudi nefretini yayacaklardı.
Ve bunlar Yahudi düşmanlığını Martin Luther’in kutsal bir
vizyonu olduğunu savunup "Martin Luther’in, halka “Defolup Gidin!" başlıklı bir broşür
dağıttığını söyleyip Hristiyanların Yahudileri kovmasının mukaddes bir görev
olduğunu dile getiriyorlardı.
Zaten Hitler de tüm Alman Protestanlarını tek bir Nazi
yanlısı örgütte birleştirmek için çaba sarf ediyor bunun için Luther’in Yahudi karşıtlığından
hareket ediyordu. E tabi Alman Protestanlarının Nazilerle işbirliği yapmasına
şiddetle krşı çıkan dönemin (194’lar) din adamları ve düşünürleri de vardı.
Mesela bunlardan ikisi Martin Niemöller
ve Heinrich Grüber’di..Ama toplama kamplarına gönderilmekten kurtulamadılar.
Tek şansları sağ kalmalarıydı.
Tarihler 1994’ü gösterdiğinde Yahudi ve Siyonist lobisinin
ve oligarklarının yoğun çabası ile Amerika'daki beş milyon üyeli Evanjelik
Lutheran Kilisesi, önceki dönemlerine ait Yahudi karşıtı söz, yazı ve düşünceleri
kınadı.
2016 yılında Almanya'daki Lutheran Kilisesi de Luther'in
yazılarını ve Yahudi karşıtı sözlerini esefle kınama kararı aldı.
Yani Siyonist lobi ve oligarkları bir mezhebin
temsilcilerine kendi mezhep liderlerini kınamalarını sağlamış oluyordu.
Ne hikmetse günümüze gelindiğinde bir tek Lutheran veya Protestan
Kilisesi bile Yahudilerle ilgili en ufak bir olumsuz cümle
kullanmıyor,kullanmaktan imtina ediyor daha doğrusu korkuyor. Liderleri Luther’i
gözden çıkaracak kadar korku veya bağımlılık bu kiliselerin utancı olarak da
bir köşede duruyor.
Yorumlar
Yorum Gönder