"Anlaşma olmadığı sürece anlaşma da yoktur"
"Anlaşma olmadığı sürece anlaşma da yoktur"
Tüm dünyanın merakla beklediği Alaska görüşmesi tüm dünyanın hayal
kırklığıyla sonuçlanmıştı,daha doğrusu sonuçlanamamıştı.
Avrupalı liderler ve Zelenski, Trump’ı Putin’in oyununa
gelmemesi yönünde sık sık uyarsa d görüşme öncesinde -eğer oyuna gelmekse- Trump bu oyunu gelmiş
görünüyor. Bunu, toplantı sonrası yüz ifadesinden, mutsuz mimiklerden velhasıl
vücut dilinden pekala anlayabildik. Çünkü Putin, Trump’a görüşmeden çok değil
birkaç saat önce, haftalarca tekrarladığı “derhal ateşkes sağlanmalı”
söyleminin üstüne buz gibi soğuk su içirdi.
Bu “soğuk su”ya da bir isim verdi: Barış görüşmesi..
Evet;Putin ara adımları atlayarak kapsamlı bir barış
anlaşması tavsiyesini Trump’a kabul ettirerek-hem de hiçbir ara karar
aldırmadan- kendini zeki zanneden Trump’a şah çekti ve Trump piyonlarını
harekete geçirmek için alelacele Avrupalı “dostlarıyla” irtibata geçme gereği
duydu.
Üstelik Putin bu görüşmede Ukrayna'nın, Ukrayna'nın
doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinden oluşan Donbas'tan çıkma talebini
dahi kabul ettirdi Putin’e
Putin yapacağını yapıp alacağını almıştı; Ukrayna
topraklarında ilerlemesi gereken noktalar vardı daha ve Putin’in muallakta olan
bir öneri sunarak bu zaman zarfında hedefine odaklanacağından kimse şüphe
etmiyor. Çünkü Amerikalıların siyasi deyimiyle "anlaşma olmadığı sürece
anlaşma da yoktur" düsturu çerçevesinde hareket edecektir.
Zelenski her ne kadar Donbas'tan ayrılmayı reddetse de
önünde çok fazla seçeneği yok. Trump
minareller açısından çok zengin bir bölge olan Donbas’tan vaz
geçmeyeceğini net biçimde anlamış olmalı
ki Zelenski’yi bu konuda ikna etmek için elinden geleni yapacaktır. Zaten
Zelenski de Trump’ın siyasi veya ekonomik etkileyiciliğini hafifletmek için bugünkü görüşmeye AB liderleriyle berber gelip onlarla birlikte
Trump’ın rüzgarını ya da fırtınasını yumuşatmaya çalışıyor.
Trump’ın görüşme öncesi kameralarla özlem gidermesi aslında sonuçlanmadığında
“ben elimden geleni yaptım” mesajını vermek için iyi bir şovdu. Çünkü AB ve
Ukrayna, savaşı sürdürmek için elimden geleni yapacaktır. Onlar için Putin’in
şartlarının yerine gelmesi demek Rusya’nın Batı’ya biraz daha yaklaşması demek.
Ve şunu unutmamak lazım;Trump-Putin görüşmesinin sıcak
anlarında Zelenski’nin Ukrayna anayasasına bağlı olduğunu belirterek her türlü
toprak tavizini reddetmesi kendi başına bir “red” değil,AB ülkelerinin
isteğiyle gerçekleşen bir reddetmedir.
Putin’in çok fazla taviz vereceğini zannetmiyorum. Mesela Financial
Times gazetesi, Putin'in Trump'a, "Temel talepleri karşılanırsa cephe
hattının geri kalanını dondurabileceğini" söylediğini ve bu mesajın Trump
tarafından cumartesi günü yapılan telefon görüşmesinde doğrudan iletildiğini
bildirmişti. “Tüm talepleri”in altını
çizmek lazım.
Düşünün tüm talepleri gerçekleşse dahi Ukrayna için vereceği
taviz Herson ve Zaporijya bölgelerindeki saldırıyı sürdürmeyeceği yönünden
ibaret.
Trump’ın görüşme sonrası yüz ifadesi ve ayrılış şekline bakacak
olursak, Putin’in işgal ettiği yerler konusunda tavize yanaşmadığına yönelik
kesin net bir mesaj almış gibi.
Bu günkü görüşmelere bakacak olursak; Trump’ın sadece AB
liderlerini ikna etmesi yetmiyor, Amerika ve Avrupa silah tüccarlarını da ikna
etmesi gerekiyor. Yani kendisinin bugünkü deyimiyle Avrupa’ya Malyalarca dolarlık Patriot Bataryası satılan
bu savaş ortamının barış ortamına everilmesini başarabilecek bir güce sahip olup
olmadığını zamanla göreceğiz.
Putin’in “Barış Anlaşması”nın gerçekleşemeyeceğini veya en iyi ihtimalle
sürece yayılacağını bilerek Trump’a bunu kabul ettirmesi kendisi açısından
büyük başarı. Her nek kadar Trump bu gün kendisini eleştiren medyaya “ben büyük
iş yaptım” şeklinde cevap verse de gerçek öyle değil.
Yukarıda da belirttiğim gibi Putin için ambargoların çok
fazla bir işlevselliği yok. Hatta bırakın ambargo altında olmayı kendisi silah
sistemlerini dahi satmaya devam ediyor. En son İran’a 1.6 Milyar dolarlık bir
savunma sistemi sattı.Hatta bunu İsrail kökenli bir şirket
aracalığıyla..(Gördüğünüz gibi Ortadoğu’da kimin eli kimin cebinde belli değil)
Son tahlilde;bakalım Batı’nın ve Amerika’nın silah
tüccarları mı kazanacak yoksa Ukrayna’yı başka yollarla sömürmeyi kafasına
koyan Trump mı?
Vesselam..
Yorumlar
Yorum Gönder