Osmanlı’nın “Demir Leydi”si..

 Osmanlı’nın “Demir Leydi”si..

-İyi Okumalar-
Her ne kadar kendi tarihlerinde İngilizler, uzlaşmaz tutumu nedeniyle Margaret Thatcher’e “Demir Leydi” deseler de Osmanlı “Demir Leydi”si uzlaşmazlığıyla değil gerçek anlamda bu unvanı hak ediyor.
Peki kimdir bu “Demir Leydi”?
Hayır Hürrem Sultan’ı yahut Kösem Sultan’ı kastetmiyorum..
Hepimizin bildiği gibi dünya tarihinde esir ticareti 19.yüzyıl ortalarına kadar devam ediyordu. Kimi esirler savaş ganimeti olarak, kimi esirler korsanlık faaliyetleri sonucunda elde edilirlerdi.
Tarihler 1639’u gösterdiğinde Kırımlı akıncılar Ukrayna’ya akınlar yapmış ve bol ganimetle dönmüşlerdi. Bu ganimetlerin en önemlisi “Nadia” isimli genç ve güzel bir kızdı. Diğerlerinden farkı asil bir kızdı, soyludu.Bu, her hareketinden belliydi.
Bu en değerli kız,Tuna Valisi Süleyman Paşa’ya satıldı. Süleyman Paşa’da Valide Kösem Sultan’a hediye etti.
1641’de saraya getirilen Nadia, o denli hızlı bir yükselişe geçti ki kısa sürede şehzadeler için bulunmaz bir eş, aranan bir yoldaş oldu.
Kösem Sultan bu hediyesini iyi değerlendirdi ve oğlu İbrahim’e (I.İbrahim) eş yaptı. Şansı da yaver gitmiş olmalı ki İbrahim tahta çıktı ve padişaha bir erkek evlat verince de ,padişah onu nikahlayarak “Baş Haseki” yaptı.
Padişahın gözdesi olmak demek Saray içinde de bir çok düşman edinmektir. Padişahın gözdesi olmak şehzadesinin tahta çıkması için canını hiçe saymaktır;her an yatağınızda bir yastıkla boğulmayı göza almak demektir.
İlk ciddi düşmanı sarayda, Zafire Hatun’du. “Zafire Olayı” diye geçer kayıtlarda. Kısaca şöyle ki:
Sultan İbrahim’in havuz başında bu hatunla ilgilenmesi Haseki’yi çok kızdırdı ve tepkisini sert bir şekilde gösterdi.Sıklıkla sinir krizi geçiren Sultan İbrahim bir sinir krizi daha geçirdi ve Oğlu Mehmet’i tuttuğu gibi suya attı.
Şehzadeyi kurtaran ve sonra da anlında ömür boyu yarayı taşıyacak olan bir genç hizmetli oldu. Çünkü havuza atladığında anlını çok sert biçimde çarpmıştı.
Tabi Kösem Sultan Valide Sultan olarak bu Zafire’yi ve yaptıklarına göz yuman Sümbül Ağa’yı Mısır’a sürgün etti.
Haseki, Sultan İbrahim Tahttan indirilip öldürüldüğünde Kösem Sultan’la beraber Mehmet’i tahta çıkardı. Işte asıl mücadelesi bundan sonra başlayacaktı.
"Vâlide-i muazzama" olarak bilinen Kösem Sultan’ın bu unvanı Yeniçeri ağalarıyla almış, onların destekleriyle Vâlide-i Kebīr olmuştu.
İşte bu destekçileri,oğlu tahta çıkan Haseki’yi kendi akıbetleri için tehlikeli gördüler. Çünkü Kösem Sultan’ın tahtı sallantıya girmek üzereydi, ki bunun göstergeleri de vardı. Kösem Sultan destekçilerinin yardımıyla tekrar yönetimi ele almayı başarınca yukarıda belirttiğim Valide-i Kebir ünvanıyla anıldı.
Peki küçük padişah annesi? O da 'Vâlide-i Sagīr' (küçük valide) olarak anıldı ve bir köşeye çekildi. Ancak köşesinde kalması kısa sürecekti.
Kösem Sultan’a destek veren Kara Mehmet Paşa, Padişah annesinin ve Kösem Sultana cephe alan Yeniçeri Ağası’nın kendisini öldüreceğini haber alınca Sadrazamlıktan istifa etti ve bu ilk kez bir sadrazamın istifası anlamına gelecekti Osmanlı tarihinde.
Bu sırada Sarayda etkinliği olan Harem Ağaları padişah annesini desteklemeye karar verince Kösem Sultan Harem’e giriş ve çıkışları kısıtladı.
Bunun üzerine padişah annesi de, o sırada ortaya çıkan esnaf isyanını destekleme yoluna gitti ve nihayet isyanı bahane gösterip sadrazam değişikliği teklifini de kabul ettirdi.
Nihayet “Demir Leydi” yolunda en önemli adımını attı.
Ancak Kösem Sultan rahat durmayacaktı. IV.Mehmet’in bir an önce tahttan indirilmesi için harekete geçti. Tabi Kösem Sultan için bu yetmeyecekti.
Mehmet’in öldürülmesi de gerekiyordu. Bu onun için çok zor bir şey değildi. Tek sıkıntısı “evlat katili” damgasından sonra “torun katili” olarak anılmak istemeyişiydi.
Bunun için Mehmet’in ölümü eceliyle olmalıydı. Eceli ile öldü süsü vermek için IV. Mehmed’i "Helvacıbaşı Üveys Paşa’nın hazırlayacağı zehirli şerbet ile" öldürmeyi planladı.
Ancak bu planı Kösem’in en yakınlarından biri olan "Meleki Hatun, Padişah annesine haber verince" zehirletme planı suya düştü.
“Zehirleterek IV. Mehmed’i öldürtemeyen Kösem Sultan tekrar bir suikast planı hazırladı, 2 Eylül 1651 akşamı İstanbul halkı iftarlarını ettikten sonra eğlenirken, Orta Camii’de toplanan yeniçeriler Kösem’in daha önce açık bıraktıracağı Top kapı Sarayı’nın kapısından içeri girerek, Sultan Mehmed ve taraftarlarını ortadan kaldırıp, Şehzade Süleyman’ı padişah yapacaklardı.”
Ancak bunu önceden haber alan 'Vâlide-i Sagīr’ Lala Süleyman Ağa ile tedbir aldı ve saraydaki tüm Kösem Sultan taraftarlarını kılıçtan geçirdiler. Sıra Kösem Sultan'a gelmişti. Cariyelerden biri “Valide-i Kebir benim!” diye bağırıp fedailik yapsa da onu tanıyanlar vardı. İnanmadılar.
Askerlere emir verildi ve Kösem Sultan'ın odasına girildi. Anlatılara göre dolapta saklanan Kösem Sultan’la öyle bir boğuşma oldu ki her taraf kan revan içinde kaldı.
"Valide-i Sagir" artık tek valide idi ve Oğlunun yaşının küçüklüğü sebebi ile “padişah Naipliği”ni yaptı.
İşte “Demir Leydi”liği bundan sonra başlayacaktı. Son engel ortadan kalkmıştı.
Kendini devlet işlerine veren Valide Sultan devleti toparlamak için çok riskli kararlar aldı.
Maaşları ödenmeyen Yeniçerilerin maaşlarını ödedi. En ücra yerdeki yöneticilere yazılı emirler gönderdi.
Tarhuncu Ahmet Paşa’yı sadrazamlığa getirerek çökmeye yüz tutan Osmanlı Ekonomisini toparladı. Ancak suikastla ortadan kaldırıldı.
Hiçbir karamsarlık taşımadı Valide Sultan. Sadrazamlık için ince eledi sık dokudu. Nihayet Köprülü Mehmet Paşa’yı gördüğünde “ tamam” dedi. Her şeyi Köprülü’ye devretti. Tam yetkili kıldı ve her zaman demir gibi arkasında durdu.
Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Valide’nin 164 mektubu yani emirlerini bulduğunu söylemişti. Bu emirlerde “17 kez çok risikli kararlarla” devleti ayakta tuttuğu aşikardı.
İşte bu nedenle ne Kösem ne de Hürrem;asıl “Demir Leydi Hatice Turhan Sulan”dı.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zelensky ve Kolomoisky..

Ne ara insanlığınızı kaybettiniz! “Benden Olmayan Herkes Ölsün” Duygusu

Kürt Sorunumu Terör Sorunu mu?

Mossad & CIA işbirliği mi?

Üç harfli İngiliz piyonları: SAS

Uyanış Büyük Türkiye

Sosyal Medya

Neden Bir “15 Temmuz Yasası ”Çıkarmayalım ki!

2022’nin Eğitim Sitemini 1924’ün Kanunlarıyla Yürütemezsiniz..